12. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/11431 Karar No: 2014/12968 Karar Tarihi: 05.05.2014
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/11431 Esas 2014/12968 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2014/11431 E. , 2014/12968 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kendi yerleşim yerindeki icra dairesi olan. İcra Dairesi"nde ticari defterlerinde kayıtlı muhtelif tarihli faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağına dayalı olarak borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra dairesine yaptığı başvuruda, borca itirazı ile birlikte yetkili icra dairesinin kendi yerleşim yerinin bulunduğu Perşembe İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek İzmir İcra Dairelerinin yetkisine itiraz ettiği görülmektedir. İİK"nun 50. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken HMK"nun 6. maddesine göre; ""Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."" HMK"nun 10. maddesinde ise; ""Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir."" hükmüne yer verilmiştir. Sözleşmenin ifa yeri, TBK."nun 89. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; öncelikle borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Şayet aksine bir anlaşma yoksa para borçlarında borç, alacaklısının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Ancak aranacak ya da aldırılacak borçlarda bu madde uygulanmaz. Nitekim Hukuk Genel Kurulu"nun 2001/12-1162-1191 sayılı kararında da bu kural benimsenmiştir. Ancak; bu gibi hallerde TBK."nun 89. maddesinin uygulanabilmesi için de akdi ilişkinin kabul edilmesi gerekmektedir. Somut olayda, borçlunun itiraz dilekçesindeki beyanları ve cevap dilekçesindeki açıklamaları gözetildiğinde; takip dayanağı alacağın konusunu teşkil eden temel hukuki ilişkinin borçlu tarafından kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Öte yandan, alacaklı tarafından da borçlu ile arasındaki hukuki ilişkinin varlığının kanıtlanamadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, alacaklının bu hukuki ilişkiye dayanarak kendi yerleşim yerinde takip yapmasına yasal olanak bulunmamaktadır. Bu durumda, icra dairesinin yetkisinin HMK.nun 6. maddesine göre belirlenmesinin gerektiği açık olup; yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki Perşembe İcra Dairesi"dir. O halde, mahkemece,alacaklının yetki itirazının kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle istemin kabulü ile yetki itirazının kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/05/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.