Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/213
Karar No: 2020/1390
Karar Tarihi: 19.02.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/213 Esas 2020/1390 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/213 E.  ,  2020/1390 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer"i müdahil kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer"i müdahil kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 13/11/2000-30/01/2014 tarihleri arasında davalı ..."ın yanında terzi olarak çalıştığını belirterek kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespitini talep etmiş, aşamada (18/07/2017 tarihli duruşmadaki beyanında) davacının 13/11/2000-15/11/2000 tarihleri arasındaki sigortalılık bildiriminindavalı tarafça yapıldığını, bunun dönem bordrosundan anlaşıldığını, 15/11/2000 tarihinden sonra müvekkilin yaklaşık 15-20 gün işe gitmediğini, devamında kesintisiz şekilde 30/01/2014 tarihine kadar davalı yanında çalıştığını beyanla, davasının davacının 06/12/2000 ile 30/01/2014 tarihleri arasında davalı yanında çalıştığının tespitine ilişkin olduğunu açıklamıştır.
    II- CEVAP:
    Feri müdahil SGK vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı işveren ... vekili cevap dilekçelerinde ve duruşmalardaki beyanlarında özetle, davacının kendi adına aldığı işleri davalıya ait makinelerden istifade etmek suretiyle ile zaman zaman kullanmak için iş yerine geldiğini davacı ile aralarında hizmet aktinin bulunmadığını, bu durumun iş yerinde düzenlenen SGK denetim tutanağında da belirtilmiş olduğun ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesince dinlenen kısmi bordro tanık ve komşu işyeri sahip ve çalışanlarının beyanları, davacının 13/11/2000-15/11/2000 tarihleri arasındaki çalışmalarının dönem bordrosunda görünmesi, 13/11/2000 tarihli işe giriş bildirgesinin bulunması (İdari para cezası şerhli) gerekçesiyle ve davacı vekilinin 18/07/2017 tarihli celsedeki beyanı da gözetilerek;
    "1-Davanın kabulü ile, -Davacının 06/12/2000-30/01/2014 tarihleri arasında davalı ..."a ait 1051314.06 sicilli iş yerinde çalıştığının tespitine..." karar verilmiştir.
    B- BAM KARARI
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince "... özellikle davacı hakkında davalı işyerinden idari para cezası ile düzenlenen 13.11.2000 tarihli işe giriş bildirgesi, dinlenen kayıtlı ve Emniyetce de tespit edilen komşu tanıklarının (1994-2011 arası üst katta kuaför işletmeciliği yapan, 2008"den beri alt katta cadde üzrinde gözlükçü dükkanını işleten, 2006"dan beri apartman görevlisi olan tanıklar) beyanları ile tek bordro tanığının (1996-2000 arası çalıştığına, kendisinden sonra davacının işe girdiğine dair) davaya konu çalışmayı ve sürekliliğini doğrulayan beyanları karşısında, davacının anılan dönemde davalıya ait işyerinde, hizmet akdine tabi olarak, sigortalı sayılacak şekilde çalıştığına ilişkin mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı..." gerekçesiyle Davalı vekili ve fer"i müdahil Kurum vekilinin istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Fer"i müdahil Kurum vekili; Kurumun davaya sebebiyet vermediğini, yöntemince araştırma yapılması gerektiğini ileri sürerek temyiz kanun yoluna başvurmuştur
    Davalı vekili ise, işyerinin 31.01.2003 tarihinde 506 sayılı Kanun kapsamından çıkarıldığını, tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin bulunmdığını ve beyanlarının uzun yıllar çalışma olgusunu ispatlayıcı nitelikte bulunmadığını, bordro tanığı olarak dinlenen şahsın kendisi işten çıktıktan sonra davacının işe girdiğini beyan ettiği ve işten ayrılış tarihinin 2001/3 olduğunu ileri sürerek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
    Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında, somut olayda dinlenen tanık beyanlarının davacının iddiasını tam karşılamadığı, bordro tanığı olarak dinlenen Birgül Bayak"ın hizmet döküm cetveline göre davalıya ait işyerindeki çalışmalarının dava konusu dönem dışında olduğu, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin davayı aydınlatacak yeterlilikte olmadığı anlaşılmakla; davacının 06.12.2000-30.01.2014 arasında davalı işverene ait işyerlerinde ara vermeden çalıştığı iddiası karşısında mahkemece resen araştırma ilkesi gereğince, davacının beyanı alınarak, dava konusu dönem içerisinde davalıya ait işyerinde ne kadar süre ile ne olarak çalıştığı hangi işleri yaptığı ve çalışma şeklinin nasıl olduğu, işyerinde çalışanların ve varsa sürekli müşterilerin ve işyeri komşularının kimler olduğu, çalışmaya ara verip vermediği, başka işyerinde çalışması olup olmadığı, çalışma ve işten ayrılış süreleri sorularak talebi tam olarak açıklattırılmalı, özellikle davacı ve davalı tarafa dükkanı sürekli ziyarette bulunan kişiler ve dava konusu dönemde sürekli müşterilerin olup olmadığı sorulmalı varsa kimlik bilgileri tespit edilip bilgi ve görgülerine başvurulmalı, işyerinin faaliyet alanı, işyerinin kapasitesi araştırılmalı, bordo tanığı tespit edilememesi halinde komşu işyeri işvereni ve komşu işyerinde çalışan bordro tanıkları tespit edilerek dinlenilmeli, tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde bu çelişki giderilmeli, işyerinde bu dönemde sigortalı çalıştırılmamasının gerçeğe uygun olup olmadığı araştırılmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ve fer"i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 19.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi