![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2020/965
Karar No: 2022/1545
Karar Tarihi: 22.03.2022
Danıştay 10. Daire 2020/965 Esas 2022/1545 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/965 E. , 2022/1545 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/965
Karar No : 2022/1545
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : ... Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. V. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : Kendi adlarına asaleten, çocukları ..., ..., ... adlarına velayeten
1- ... 2- ...
3- ... 4- ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN_ÖZETİ : Danıştay Onuncu Dairesince verilen 10/04/2019 tarih ve E:2016/13668, K:2019/2798 sayılı kararın, davalı idare tarafından aleyhine olan kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN_ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü:
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Bu nedenle, kararın düzeltilmesi isteminin reddine, 22/03/2022 tarihinde oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Dava, Şanlıurfa ili, Ceylanpınar ilçesinde, Suriye'de meydana gelen iç çatışmalar nedeniyle davacılardan ...'nin yaralanması nedeniyle, adı geçen ile eşi ve çocukları tarafından uğranıldığı iddia olunan zararlara karşılık maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle İçişleri Bakanlığı aleyhine açılmıştır.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 3125 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Görev" başlıklı 2. maddesine göre, "a) Bakanlığa bağlı iç güvenlik kuruluşlarını idare etmek suretiyle ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü, yurdun iç güvenliğini ve asayişini, kamu düzenini ve genel ahlakı, Anayasada yazılı hak ve hürriyetleri korumak" İçişleri Bakanlığının görevleri arasında sayılmıştır.
Dava konusu olay, bir iç güvenlik olayı olmayıp, Suriye'de yaşanan iç çatışmalardan kaynaklandığından, bakılmakta olan davanın İçişleri Bakanlığı husumetiyle değil, Milli Savunma Bakanlığı husumetiyle görülmesi gerekmektedir.
Anılan nedenlerle, karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyorum.
(XX)-KARŞI OY :
Dava, Şanlıurfa ili, Ceylanpınar ilçesi'nde, Suriye'de meydana gelen iç çatışmalar nedeniyle davacılardan ...'nin yaralanması nedeniyle, adı geçen ile eşi ve çocukları tarafından uğranıldığı iddia olunan zararlara karşılık maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebiyle İçişleri Bakanlığı aleyhine açılmıştır.
Zarar, genel olarak bir kimsenin mal ya da şahıs varlığında meydana gelen eksilme; bu zarara maruz kalan ise zarar gören olarak tanımlanabilir. Yansıma yoluyla zarar da ise, hukuka aykırı fiil nedeniyle zarara uğrayan kişi dışında kalan, hukuka aykırı fiile bizzat kendisi maruz kalmayıp, ağır şekilde zarar gören kişiye yakınlığı nedeniyle zarardan etkilenen üçüncü kişilerin uğradığı zarar gündeme gelmektedir.
6098 sayılı Kanun'un "Manevi tazminat" başlığını taşıyan 56. maddesi, "Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." hükmü bulunmaktadır.
Buna göre, ağır bedensel zarar halinde, zarar görenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesi kabul edilmiş bulunmaktadır.
Kanun, yansıma yoluyla manevi tazminat talebini iki şarta bağlamıştır: Bunlardan birincisi, zarar gören kişinin "ağır bedensel zarara" uğraması, ikincisi ise tazminat talebinde bulanacak kişilerin zarar görenin "yakını" olması şartıdır.
Konuyla ilgili olarak, kişisel müracaat sonucu düzenlenen 22/12/2015 tarih ve 6615 sayılı Engelli Sağlık Kurulu Raporunda, ...'ye sağ humerus kırığı, hafif gözle görülen eklem şişliği tanısının konulduğu, ağır özürlü olmadığı, kişinin özür oranının %10 olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Her ne kadar 6098 sayılı Kanun doğrudan doğruya idari yargıda görülmekte olan davalarda uygulanmasa da, raporda adı geçenin özür oranının %10 olduğu ve kişinin ağır özürlü olmadığının belirtildiği dikkate alındığında, davacılardan ...'nin yaralanması nedeniyle takdiren eş ve çocukları lehine manevi tazminat ödenmesine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığı, bu nedenle karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz kararının kaldırılarak mahkeme kararının yaralanan ...'nin yakınları olan eşi ... için 5.000,00 TL, çocuklarının her biri için 2.500,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.