11. Ceza Dairesi Esas No: 2019/4315 Karar No: 2019/5969 Karar Tarihi: 09.07.2019
Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/4315 Esas 2019/5969 Karar Sayılı İlamı
Özet:
11. Ceza Dairesi'nin 2019/4315 E., 2019/5969 K. sayılı kararında, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan sanığın mahkum edildiği ancak kararın bozulduğu belirtilmiştir. İnceleme sonucunda, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihten başlayarak deneme süresi içinde işlenen ikinci suç tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu vurgulanmıştır. Sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları reddedilmiş ancak iki sebep nedeniyle hüküm bozulmuştur. İlk olarak, suç tarihinde yürürlükte olan ve sonradan yürürlüğe giren kanunların ilgili hükümlerinin olaya uygulanarak lehe olan hükmün belirlenmesi gerektiği, ancak bu ilkeye uyulmadan ve yasal karşılaştırma yapılmadan sadece sonradan yürürlüğe giren kanunun hükümlerinin uygulanması sonucunda mahkumiyet hükmü kurulduğu açıklanmıştır. İkinci olarak, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasına rağmen, hak yoksunlukları konusunda karar verilmemesinin yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir. Kararda açıklanan kanun maddeleri şunlardır: 5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu\"nun Y
11. Ceza Dairesi 2019/4315 E. , 2019/5969 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği HÜKÜM : Mahkumiyet
5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi hükmü uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 12.11.2014 tarihinden itibaren deneme süresi içinde işlenen ikinci suç tarihi olan 21.03.2016 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1-Dairemizin 18.06.2004 tarih 2014/8504 Esas, 2014/11961 Karar sayılı bozma ilamında da belirtildiği üzere, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 9/3. maddesinde yer alan ""lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir"" hükmü karşısında, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nin ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanıp, leh ve aleyhteki hükümleri ayrı ayrı ele alınarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti gerekirken, bu ilkelere uyulmadan ve anılan şekilde karşılaştırma yapılmadan 5237 sayılı Yasa hükümleri uygulanarak denetime imkan vermeyecek şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, 2-Kabule göre de; sanık hakkında 5237 sayılı TCK hükümleri uyarınca mahkumiyet hükmü kurulmasına karşın, kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak uygulanması gereken 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinde yazılı hak yoksunlukları konusunda karar verilmemesi, Yasaya aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.