3. Ceza Dairesi 2019/12880 E. , 2019/13748 K.
"İçtihat Metni"Kasten yaralama suçundan sanıklar ..., ... ve ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 29, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince ayrı ayrı 500,00’er Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.12.2016 tarihli ve 2016/873 Esas, 2016/1440 Karar sayılı kararına yönelik itirazların reddine ilişkin mercii Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2017 tarihli ve 2017/197 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 10.05.2019 tarihli ve 2019/5042 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.05.2019 tarihli ve 2019/52871 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.04.2018 tarihli ve 2014/15-487 Esas, 2018/151 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği,
Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.12.2016 tarihli ve 2016/873 Esas, 2016/1440 Karar sayılı kararının mercii Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2017 tarihli ve 2017/197 değişik iş sayılı kararı ile itirazların reddine karar verilmek suretiyle 01.02.2017 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanık ..."in deneme süresi içerisinde 21.08.2017 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanarak, 86/2, 29, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.02.2019 tarihli ve 2018/840 Esas, 2019/346 Karar sayılı kararının, Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.12.2016 tarihli ilk kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 01.02.2017 tarihli kararının kanun yararına bozma yoluyla bozulması hâlinde hüküm ifade etmeyeceği de nazara alınarak yapılan incelemede;
Soruşturma sırasında yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun"un 253/4. maddesinde yer alan “Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. ....” şeklindeki düzenlemeye nazaran, dosya kapsamı itibariyle sanıkların üzerine atılı basit yaralama suçunun uzlaşmaya tâbi olduğu, sanık ... ve katılan sanık ..."e soruşturma aşamasında kolluk görevlileri tarafından uzlaştırma önerisinde bulunulduğu ancak, katılan sanık ..."e uzlaştırma önerisinde bulunulmadığı gibi Cumhuriyet savcısı tarafından kolluk görevlilerine, taraflara uzlaşma önerisinde bulunulmasına dair bir talimatın bulunmadığı anlaşılmakla, bu hâliyle işlem tarihi itibariyle Kanun ve yönetmelik hükümlerince belirlenen usûle aykırı olarak yapılan uzlaştırma işleminin geçerli olmadığı, ayrıca kovuşturma evresinde de uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, 5271 sayılı Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde 6763 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik de nazara alınarak, dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilerek uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiği gözetilmeksizin, itirazın belirtilen nedenlerle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile değişik “Uzlaşma” başlıklı 253/4. maddesinde;
“Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Cumhuriyet savcısı uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır.” hükmü bulunmaktadır.
Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik"in 8/1. maddesi de:
“Soruşturma konusu suçun, uzlaşmaya tâbi olması ve işlendiği hususunda yeterli şüphenin bulunması hâlinde; Cumhuriyet savcısı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Cumhuriyet savcısının yazılı ya da acele hallerde sözlü tâlimatı üzerine, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene adlî kolluk görevlisi de uzlaşma teklifinde bulunabilir. Sözlü emir, en kısa sürede yazılı olarak da bildirilir.” hükmünü haizdir.
İncelemeye konu dosyada; sanık ... hakkında ...’i, sanıklar ... ve ... hakkında ...’i basit yaralamadan yargılama yapılarak hüküm verilmiştir. Soruşturma aşamasında ... ve ...’e yaralama suçundan usulüne uygun olarak uzlaşma teklifinde bulunulmuş, sanıkların her ikisi de uzlaşmayı kabul etmemişler, bu hususa dair uzlaşma teklif formları da düzenlenmiştir. Bu aşamada katılan sanık sıfatını haiz ...’e uzlaşma teklifinde bulunulsa dahi karşı tarafın kabul etmemesi nedeniyle uzlaşma usulünün uygulanması mümkün değildir. Diğer sanıklar Şenay ve ...’e adli kolluk tarafından ifadelerinin alınması sırasında uzlaşma teklif formlarının sunulmuş ve tarafların uzlaşmak istemediklerine yönelik kısımları imzaladıkları görülmüştür. Cumhuriyet savcısının talimatının yazılı olarak verilmemesi uzlaşma teklif formunu geçersiz kılmamaktadır. Kaldı ki adli kolluk görevlisi tarafından düzenlenen uzlaşma teklif formlarında Cumhuriyet savcısının talimatı ile teklifte bulunulduğu da ifade edilmiştir. Dolayısıyla suç tarihine göre 6763 sayılı yasa ile değişiklik öncesi bu şekilde teklif edilen uzlaşma önerileri Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.10.2018 tarih 2018/394 Esas ve 2018/478 sayılı kararı gereğince de geçerli olduğu da dikkate alınarak,
Açıklanan bu nedenlerle mahkemenin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görülmeyerek kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.