3. Hukuk Dairesi 2017/8431 E. , 2019/4913 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl menfi tespit karşı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-k.davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı, asıl davada; davalının taşınmazını 10/02/2012 tarihli kira sözleşmesiyle 3 yıllığına doğal gaz tesisatının bağlanması vaadi ile kiraladığını, ancak kira sözleşmesinin fesih tarihine kadar doğal gaz tesisatının yaptırılmadığını, taşınmazın rutubetli olması nedeniyle boya dökülmelerinin meydana geldiğini ve çocuğu için sağlığını tehdit eder bir hal aldığını, davalı şirket yönetimine defalarca ulaşılmak istenilmesine rağmen sorunun giderilemediğini, bu nedenle 16/01/2014 tarihinde taşınmazın tahliye edildiğini, anahtarın da şirket yönetimine teslim edildiğini, ancak davalı tarafça 2014-2015 dönemi,ne ilişkin tüm kira bedellerinin tahsili için ... İcra Müdürlüğünün 2014/2461 sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini ve haciz işlemleri yapıldığını, bu nedenlerle müvekkilinin icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı; kiralanan mecurun anahtarlarının halen davacı-kiracıda olduğunu, kira sözleşmesinin 10/02/2012 başlangıç tarihli olup 3 yıl süreli bulunduğunu, dava konusu icra takibinde 10/2/2014 tarihli kira alacaklarının 20.570 TL iken icra takibinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 18.700 TL"lik kısmını talep ettiklerini, ayrıca apartman ortak giderlerine karşılık davacı kiracının aylık 225 TL ödemesi gerektiğinden 4 aylık aidat borcunun da bulunduğunu belirterek; kira alacağının kalan kısmı 1.800,00 TL ile şimdilik muaccel hale gelen 900 TL aidat borcunun da tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davacı-karşı davalının taşınmazı süresinden önce tahliye ettiği, taşınmazın anahtarını teslim ettiğine ve taşınmazı tahliyesine ilişkin gerekçeleri ... Noterliğinin 06/03/2014 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi ile 11/03/2014 tarihinde davalı-karşı davacıya tebliğ edildiği, bilirkişi raporuna göre 3 aylık sürede yeniden kiraya verilebileceğinin tespit edildiği, davacı-karşı davalının kira sözleşmesinin erken feshinden kaynaklı olarak borçlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davacının icra takibi nedeniyle 6.250,41 TL borçlu olduğunun, fazla miktar yönü ile borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine, KMK 18 ve kira sözleşmesinin 16. maddeleri göz önüne alınarak kiracının taşınmazdan faydalandığı süreler için aidatın talep edilebileceği gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi, başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde, kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır. Anahtarın kiralayana teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispatlanacağı hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, H.M.K.nun 200. maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının (HM.K. md.200/1) üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa (H.M.K. md.200/2), bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir.
Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında 10/02/2015 tarihli 3 yıllık kira sözleşmesi imzalandığı, yıllık kira bedelinin her kira dönemi başında peşin olarak ödeneceğinin belirlendiği, davalı-karşı davacı kiraya veren tarafından 10/02/2014 başlangıç dönemine ilişkin fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak kira bedelinin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, davacı kiracı tarafça taşınmazın 16/01/2014 tarihinde tahliye edildiği belirtilmesine rağmen yazılı delil ibraz edilmediği, davalıya gönderilen ihtarnamenin ise notere tevdi mahiyetinde bulunmadığı, buna karşında taşınmazın davalı-karşı davacı tarafından 29/09/2014 tarihinde dava dışı kişiye tapuda devredildiği anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece; davacı-karşı davalı kiracının taşınmazı tahliye ettiğini ve usulüne uygun kiralananın anahtarını kiraya verene teslim ettiğini yazılı belge ile ispat edemediğine göre tahliye tarihinin taşınmazın devir tarihi 29/09/2014 olarak kabul edilmesi ve kiracının bu tarihe kadar sorumluluğunun devam ettiği dikkate alınarak, asıl ve karşı dava yönünden menfi tespit ve alacak taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK. nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu asıl dava yönünden kapalı karşı dava yönünden açık olmak üzere 16/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.