Esas No: 2019/3991
Karar No: 2022/1244
Karar Tarihi: 22.03.2022
Danıştay 3. Daire 2019/3991 Esas 2022/1244 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/3991 E. , 2022/1244 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3991
Karar No : 2022/1244
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Bitkisel Yağlar Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dava konusu istem: Davacı adına, 2012 yılında alışlarının bir kısmını … Gıda Tarım Hayvancılık Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi'nden temin ettiği sahte faturalarla belgelendirdiği ve değinilen firmaya komisyon karşılığı sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki saptamaları içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak izleyen yıllara devreden indirilebilecek verginin azaltıldığı gözetilerek yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca, 2014 yılının Nisan dönemi için re'sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının 2012 Aralık döneminden sonraki dönemlere devreden indirilecek katma değer vergisi tutarının azaltılması suretiyle yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamenin 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı olayda, vergiyi doğuran olayın 2012 yılında gerçekleştiği dikkate alındığında, 2013 yılı başından itibaren işlemeye başlayan ve 31/12/2017 tarihinde dolan beş yıllık zaman aşımı süresi geçirildikten sonra tarh ve tebliğ edilen ihbarname içeriği cezalı verginin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu vergi ve cezalar kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının 2012 yılında ... Gıda Tarım Hayvancılık Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi'nden aldığı sahte faturaları kayıtlarına intikal ettirdiği ve bu firmaya düzenlediği faturaların sahte olduğu hususunun hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu ile sabit olduğu, izleyen yıllara devreden katma değer vergisinin azaltıldığı gözetilerek yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca 2104 yılının Nisan dönemi için yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 113. maddesinde zamanaşımı; süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış, 114. maddesinde ise, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm gereği vergi alacağının doğduğu dönem, verginin ödenmesi gerektiği dönemdir.
Dava konusu olayda, 2012 yılı işlemleri incelenen davacının bir kısım alımlarını sahte faturayla belgelendirdiği ve düzenlediği bir kısım faturaları ise komisyon karşılığı sahte olarak düzenlediğinin tespit edildiği, yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca 2012 yılı Aralık döneminden 2013 yılı Ocak dönemine devreden indirilecek katma değer vergisinin azaltılarak ödenecek vergi çıkan 2014 yılının Nisan dönemi için tarhiyat yapıldığı görülmektedir.
Vergi alacağının doğduğu dönem, verginin ödenmesi gerektiği dönem olup, dava konusu vergi alacağının da 2014 yılı itibarıyla doğduğu açık olduğundan, vergi alacağının doğduğu yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıllık süre geçmeden davacıya 22/01/2018 tarihinde tebliğ edilen dava konusu tarhiyatın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceğinden, dava konusu tarhiyatı yazılı gerekçeyle kaldıran Vergi Mahkemesi kararına karşı yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.