12. Hukuk Dairesi 2017/9360 E. , 2018/6513 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Alacaklılar vekili icra mahkemesine başvurarak, takipte üçüncü kişi olan davalıların İİK’nun 89/1 haciz ihbarnamesine gerçeğe aykırı olarak itiraz ettiklerini ileri sürerek cezalandırılmalarını ve tazminata mahkum edilmelerini talep etmiş, mahkemece, yapılan yargılamalar sonunda asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurularak, tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile 2.386,38 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ... A.Ş."den alınarak davacılara verilmesine, diğer davalılar yönünden ise ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İİK"nun 89/4. maddesinde; "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder" düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre, tazminat talep eden takip alacaklısı, üçüncü kişinin beyanının aksini, İİK."nun 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmadan her türlü delille ispat edebilir.
Somut olayda, davalı üçüncü kişilere, İİK’nun 89/1. maddesine göre haciz ihbarnamelerinin 25.01.2011 ve 31.01.2011 tarihlerinde tebliğ edildiği, üçüncü kişilerin, haciz ihbarnamelerine karşı yasal süresi içinde (31.01.2011"de), dosya borçlusunun kendilerinde hak ve alacağı bulunmadığını belirterek icra dairesine itirazda bulundukları, alacaklıların, İİK"nun 89/4.maddesi koşullarında icra mahkemesi nezdinde yapmış oldukları asıl ve birleşen dava dosyalarında, davalıların verdikleri cevap dilekçesi ile; davalıların takip borçlusuna haciz ihbarnamesi tebliğ tarihi itibariyle borçları bulunduğunu, ancak 20.3.2010 tarihli protokolle bu borçların taraflar arasında yapılandırılarak ödendiğini belirttikleri, mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda asıl ve birleşen davaların kısmen kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan 21.4.2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; davalı 3. kişi ... A.Ş. tarafından sunulan ticari defterlerin incelendiği belirtilerek; dosyada mübrez 20.3.2010 tarihli taraflarca imzalanan borç ve ibra prtokolünün ticari defterlere 23.3.2011 tarihinde kaydedildiğinin, protokolde belirtilen senetlerin de 28.02.2011"den başlanarak ödenmiş olduğunun tespit edildiği, mahkemece söz konusu bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle; 20.3.2010 tarihli protokolün davalı ... ... A.Ş. tarafından benimsendiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle raporda belirtilen, haciz ihbarnamesi tebliğ tarihi olan 25.01.2011 tarihi itibariyle davalı ... ... AŞ."nin borçlu Yıldız ... A.Ş."ye 2.386,38 TL borçlu olduğu yönündeki tespit doğrultusunda karar verildiği görülmektedir.
Buna göre; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, haciz ihbarnamesi tebliğ tarihi itibariyle 20.3.2010 tarihli protokolün ticari defterelere henüz işlenmemiş ve bu protokol gereğince verilen senetlerin de henüz ödenmemiş olduğu tespit edilmesine rağmen, davalı 3. kişilerin borçluya borcu olduğu iddia edilen ve protokol ile haciz ihbarnamesinin de konusunu teşkil eden borçlu şirket tarafından davalı 3. kişiler aleyhine açılan itirazın iptali davasında hükmedilen alacak kalemleri toplamı olan 61.695,00 TL tutarın, haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinden önce ödendiğinin ve üçüncü kişilerin borçluya borçlu olmadığının kabulü yönündeki bilirkişi raporunun çelişkili ifadeler içerdiğinin ve hüküm kurmaya elverişli olmadığının kabulü gerekir.
O halde; mahkemece dosyaya kazandırılan deliller üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte borçlunun 3. kişilerden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının bulunup bulunmadığı belirlenerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu doğrultusunda sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair, borçluların tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.