14. Hukuk Dairesi 2016/11063 E. , 2019/4849 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı-karşı davacı aleyhine 27.02.2012 gününde verilen dilekçeyle ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, davalı-karşı davacı vekili tarafından davacı-karşı davalı aleyhine 12.04.2012 gününde verilen dilekçe ile karşı dava olarak ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 10.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı-karşı davalı vekili, davacıyla muris .... arasında.... Noterliğinin 03.03.1997 tarih, 10062 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma sözleşmesi imzalandığını, muris ...’nin kendisine mirasen intikal eden 2030 parsel sayılı taşınmazda bulunan bağımsız bölümün 1/2 hissesini ölünceye kadar bakma şartıyla davacıya devrettiğini, murisin 28.11.2011’de vefat ettiğini belirterek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı-karşı davacı vekili, asıl davanın reddedilmesi gerektiğini, sözleşmenin imzalandığı esnada murisin 72 yaşında olduğunu, doktor raporunun ve ölünceye kadar bakma sözleşmesinin murisin evinde düzenlendiğini, murisin el yıkama şeklinde obsesyonunun bulunduğunu, akıl hastanelerinde de tedavi görmesine rağmen bu hastalığından kurtulamadığını, murisin fiil ehliyetinin bulunmadığını, irade sakatlığı sebebiyle de sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek karşı dava olarak açtıkları ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı- karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 611. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan kanunun 612. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.2.2008 tarihli ve 2008/14-70 2008/104 sayılı kararı).
Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp ikametgâh temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler.
Açılan davada bakım alacaklısı mirasçılarının, bakım borçlusunun edimini yerine getirmediği savunması, sözleşmenin bakım borcu yerine getirilmediği iddiasıyla feshini isteme hakkı bakım alacaklısının sağlığında kullanması gereken bir hak olduğundan dinlenmez.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davaya konu 5 numaralı bağımsız bölümde davalı adına intikal gerçekleştirilmişken hükmün birinci paragrafında “…davalının murisi ... adına kayıtlı tapu kaydının…” ve “….vasiyetin tenfizine” şeklindeki ifadelerin yer alması doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm sonucunun birinci paragrafında geçen “…davalının murisi ... adına kayıtlı tapu kaydının…” ibaresinin çıkartılarak yerine “…davalı ... adına kayıtlı tapu kaydının…” yazılması, hüküm sonucunun birinci paragrafında yer alan “….vasiyetin tenfizine” ibaresinin çıkartılmak suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.