13. Hukuk Dairesi 2015/31294 E. , 2018/12859 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı birleşen davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kulüp ile aralarında yaptıkları 07.08.2013 başlangıç tarihli ... Futbolcu Transfer Sözleşmesi ve 14.06.2013 tarihli özel protokol gereğince 50.500,00 TL maç başı ücrete hak kazandığını, ödeme yapılmaması nedeniyle takip başlattığını, ancak davalı kulübün takibe itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı kulüp vekili, haksız ve dayanaksız davanın reddini dilemiş; birleştirilen davada, davalı sporcuya verilen para cezalarının tahsiline yönelik başlatılan takibe davalı sporcunun itiraz ettiğini beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile ... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2014/2353 sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, 47.500,00 TL üzerinden takibin devamına; birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı kulüp vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava, sporcu tarafından maç başı ücretinin tahsili amacıyla kulüp aleyhine, birleştirilen dava ise kulüp tarafından, sporcuya verilen para cezasının tahsili amacıyla sporcu aleyhine başlatılan takibe vaki itirazların iptali isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava yönünden talebin kısmen kabulüne; birleştirilen dava yönünden ise "davalı kulüp tarafından disiplin yönetmeliğinin 15.08.2013 tarih ve 283 sayılı yazı ile Türkiye Futbol Federasyonuna sunduğunun anlaşıldığı, ancak ilk müsabakanın 18.08.2013 tarihinde olduğu gözönüne alındığında, davalı kulübün sezon başlamasından en geç bir hafta önce disiplin yönetmeliğini federasyona bildirmek şartını yerine getirmediğinin görüldüğü, ayrıca içerisinde disiplin yönetmeliğinin futbolcunun imzasına havi tutanağı ya da noter aracılığıyla gönderdiğine ilişkin belge olmadığı, dolayısıyla usulü kurallara uyulmadan tanzim edilmiş para cezasının geçerliliğinden söz edilemeyeceği, kaldı ki dosya kapsamında iddia edilen eylemlere ilişkin olarak tutulmuş bir tutanağın futbolcunun alınmış bir savunması gibi belgelere rastlanmadığından tek taraflı tanzim edilen para cezalarının alacaktan mahsubunun mümkün olmadığı ..." gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; Türkiye Futbol Federasyonu yönetim kurulu tarafından yürürlüğe konulan Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatının (...) "Kulüplerin Yükümlülükleri" ara başlıklı 24. maddesinin "c" bendinde "Kulüpler sezonun başlamasından en geç bir hafta önce, bir sonraki sezon uygulayacakları iç yönetmeliklerini ve/veya disiplin talimatlarını ...’ye göndermek zorundadırlar. Kulüpler ...’ye tescil ettirdikleri ve uygulayacakları iç yönetmeliklerini ve/veya disiplin talimatlarını imza karşılığında futbolcuya teslim veya noter aracılığı ile tebliğ etmek zorundadırlar" şeklinde yapılan düzenleme ile kulüplerin bir sonraki sezon uygulayacakları iç disiplin yönetmeliğinin yürürlüğe konuluş ve uygulanabilirliğinin sağlanmasına yönelik usulü şartlar belirlenmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, somut olayda, iç yönetmeliğin 14.08.2013 tarihinde "Teslim Teselsüm Belgesi" başlıklı belge ile imza karşılığı davacı futbolcuya teslim edildiği, keza, taraflar arasında yapılan 14.06.2013 tarihli Protokolün "Diğer Hükümler" başlıklı 6. maddesi ile futbolcunun iç yönetmeliğe uyacağını kabul ve taahhüt ettiği görülmekle; ..." nin 24/c maddesinin ikinci cümlesi ile hüküm altına alınan iç yönetmeliğin futbolcuya teslim zorunluluğunun yerine getirildiği sonucuna varılmaktadır. Diğer yandan; somut olayda, kulüp disiplin yönetmeliğinin, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, 15.08.2013 tarihinde ..."ye sunulduğu, ancak liglerin başlama tarihinin 18.08.2013 olduğu, dolayısıyla, ..." nin 24/c maddesinin birinci cümlesi ile şart kılınan "sezonun başlamasından en geç bir hafta önce, iç yönetmelik/disiplin talimatının ...’ye gönderilmesi" şeklindeki gerekliliğin yerine getirilmediği, ancak, anılan düzenlemede, bir müeyyide öngörülmediği gibi, bu süreye bağlı kalınmaksızın federasyona gönderilen iç yönetmelik hükümlerinin bağlayıcı olup olmadığı hususuna da değinilmediği, bu halde, iç yönetmeliğin federasyona gönderildiği 18.08.2013 tarihi itibariyle sporcu bakımından bağlayıcılığının bulunduğu, aksi halde, disiplinsiz bir davranışı nedeniyle, sezon boyunca sporcuya hiç bir yaptırım uygulanamayacağı, böyle bir durumun ise, kendine özgü kural ve uygulamaları olan spor hukukunun özüne aykırılık teşkil edeceği açıktır. Bu durumda, 2014 yılında verilen cezalar nedeniyle, ..." nin 24/c maddesinde belirtilen yükümlülüklerin davalı kulüp tarafından yerine getirildiği sonucuna varılmaktadır. Her ne kadar, mahkemece, verilen cezalara ilişkin tutulmuş bir tutanak bulunmadığı bildirilmiş ise de, dosyada 13/14/15/16.01.2014 tarihli kulüp yöneticileri tarafından imzalanmış birden fazla tutanağın bulunduğu görülmekle, bu tutanakların tek tek ele alınması somut olayla birlikte değerlendirilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Tüm bunlara göre, mahkemece, ..." nin 24/d maddesi kapsamında “Futbolcularına verdikleri para cezalarına ait kararlarını, nedenleri, tutarları ve noterden onanmış karar örnekleri ile birlikte, karar tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde futbolcuya ve ...’ye bildirmek zorundadırlar” şeklindeki düzenlemeye göre verilen para cezalarını ele alınması, daha sonra da içerik yönünden incelenmek suretiyle para cezalarının yerindeliği ve kulüp iç disiplin yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığı hususlarının incelenmesi, sonucuna uygun karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya elverişli olmayıp, mahkeme, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli üçlü bilirkişi heyetinden rapor alınması, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya yakırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir .
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) numaralı bent gereğince kararın Bozulmasına, (2) numaralı bent gereğince davalının sair temyiz taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.