5. Hukuk Dairesi 2015/24936 E. , 2016/11329 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne kara verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaz ile somut emsal olarak incelenen taşınmazların yüzölçümleri arasında büyük fark bulunması ve dava konusu taşınmaz ile emsal aynı mahallede olmasına rağmen dava konusu taşınmazın 7 kat değerli olarak kabul edilmesi nedeniyle söz konusu rapor hüküm kurmaya elverişli ve inandırıcı değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar
ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan mesafesini de gösterir krokisi fen bilirkişisine işaretlettirilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Davacı idare vekilince irtifak kamulaştırması talep edildiğinden; öncelikle arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazların emsal incelemesi yapılarak değeri belirlendikten sonra, dava konusu taşınmazın tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve atıksu hattının taşınmazdan geçiş güzergahı dikkate alınıp, söz konusu hat nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek olan değer düşüklüğü oranı belirlenip, taşınmaz üzerindeki yapıların değeri de tespit edilip, taşınmazın zemin bedeline ilave edilmesinden sonra, taşınmazın tamamının değeri ile bu oranın çarpılması sonucu bulunacak miktarın kamulaştırma bedeli olarak tespit edilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde mülkiyet bedeline hükmedilmesi,
Kabule göre ise;
3-Acele el koyma ile tespit edilen bedel kamulaştırma bedelinden mahsup edildikten sonra bulunan fark bedelin davalıya ödenmesine ve fark bedele faiz işletilmesi gerektiğine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
4-Acele el koyma dosyasında bulunan fen bilirkişi raporunda kamulaştırılan alana herhangi bir yapı isabet etmediği belirtildiği halde, hükme esas alınan raporda kamulaştırılan alanda 64.48 m²"lik yapı bulunduğu belirtildiğinden bahisle mevcut çelişki giderilmeden yapının bedeline hükmedilmesi,
5-Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmı için değer düşüklüğü oluşmayacağı hususu dikkate alınmadan %50 oranında değer düşüklüğü uygulanmak sureti ile fazla bedel tespiti doğru olmadığı gibi, kamulaştırmadan arta kalan kısımda bulunan yapıların söz konusu kamulaştırma nedeni ile zarar görüp görmediği araştırılarak, eğer zarar görmüş ise bunun giderilmesi için gerekli olan masraflara hükmedilmesi gerekirken yapılar için de aynı değer düşüklüğü oranı uygulanmak sureti ile fazla bedel tespiti,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.