Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/15123
Karar No: 2017/6577

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/15123 Esas 2017/6577 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2016/15123 E.  ,  2017/6577 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Yerel mahkemece ilk kararda, davalı-davacı kadının kusurunun daha ağır olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiştir. Dairemizin 03.06.2015 tarihli 2014/26348 esas, 2015/11597 karar sayılı bozma ilamı ile tarafların eşit kusurlu olduğu belirlenerek hükmün gerekçesi düzeltilmek suretiyle onandığı, tarafların eşit kusurlu olduklarının belirlenmesi ve "Herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması sebebiyle davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakası (TMK m.175) takdiri gerektiği" yönünde hüküm bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra, taraf vekillerinin talebi doğrultusunda yeniden araştırma yapılmış ve sonuçta davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ödemesi yönünde hüküm kurulmuştur. Ancak, bozma ilamından sonra taraf vekillerinin talebi üzerine toplanan yeni delillere göre, davalı-davacı kadının çalıştığı, asgari yaşam giderlerini karşılamaya yeterli ve düzenli gelirinin bulunduğu ve tarafların gelirlerinin birbirlerine yakın olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Türk Medeni Kanununun 175. madde koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. O halde, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 31.05.2017(Çrş.)
    (Muhalif)

    KARŞI OY YAZISI

    Davacı - davalı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m.166/1 ) hukuksal nedenine dayalı boşanma davası ile, davalı-davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı nafaka davasının birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda; erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadının nafaka davasının ise ayrı yaşamakta haklı olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, kadın yararına boşanma davası nedeniyle Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca 250 TL tedbir nafakası verilmesine boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğundan bahisle yoksulluk nafakası (TMK. 175) talebinin reddine karar verilmiştir.
    Kararın davalı-davacı kadın tarafından temyizi üzerine Dairemizin 03/06/2015 tarihli 2014/26348 esas, 2015/11597 karar sayılı ilamı ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları belirlenerek sair temyiz itirazları ret edilmiş, ancak herhangi bir geliri ve mal varlığı bulunmayan kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri gerekirken reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
    Taraflarca yapılan karar düzeltme talebi de 26/10/2015 tarihinde ret edilmiştir. Yerel Mahkeme tarafından bozma kararı sonrası yapılan yargılamada ise 21/01/2016 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
    Öncelikle mahkemece bozmaya uyulduğuna göre bozma ilamında gösterilen doğrultuda hüküm tesisi zorunludur. Zira bozmaya uymakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Nitekim mahkeme tarafından da bu kurala riayet ederek hüküm oluşturulduğu gibi karar tarihinden önce yaptırılan ekonomik ve mali durum araştırmasına göre kadının asgari ücretli olarak çalıştığı ancak gelirinin kadını yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı bu nedenle de kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin uygun olduğunun karar gerekçesinde belirtilmesi karşısında, kadın yararına Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşullarının oluştuğu, bir başka ifade ile kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu, bu nedenlerle de mahkeme kararının doğru olup onanması gerektiği düşüncesi ile değerli çoğunluğun bozma yönündeki kararma katılmıyorum.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi