9. Ceza Dairesi 2013/16737 E. , 2014/609 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini
kullanma
Hüküm : TCK’nın 268. maddesi delaletiyle 267/1, 62, 53, 58. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 16.01.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
23.08.2011 saat 16:15 sıralarında durumundan şüphelenilerek polis memurlarınca üzerinde 0,35 gr eroin maddesi elde edilen sanık, kimliğini kardeşi ... olarak beyan etmiş, aynı tarihte saat 20:16"da verdiği ifadede: "araması olduğundan korkuyla polislere kardeşi ..."ın ismini ve kimlik bilgilerini söylediğini beyan edip adının ... olduğunu kabul etmiş, pişmanlığını açıklamıştır. İddianamede soruşturma sırasında iftirasından dönerek
gerçek adının ... olduğunu söylediğinden sanık hakkında TCK"nın 269/1. maddesinin uygulanması talep edilmiş, yerel mahkeme ise sanığın gerçek kimliği polis çalışmasıyla tespit edildiğinden 269. maddeyle indirim yapılmasına yer olmadığına karar vermiş ve bu karar tebliğnameye aykırı olarak dairemiz tarafından onanmıştır.
Sayın çoğunluk ile aramızdaki hukuki uyuşmazlık sanık hakkında TCK"nın 269. maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanamayacağına ilişkindir. Çoğunluk, araştırma sonucu gerçek kimlik bilgileri tespit edildiği takdirde sanığın etkin pişmanlık hükmünden yararlanamayacağı kanaatindedir. Ayrıntılarını Dairemizin 20.05.2013 tarih 2013/3132 E - 7823 K sayılı ilamının muhalefet şerhinde açıkladığım üzere; kanaatimce Kanunumuz 269. maddede şahsa bağlı bir hafifletici neden olarak gerçeği açıklayan faile cezada indirim öngörmüştür. Madde failin iftirasından dönmesini - failin gerçek kimliğini açıklamasını esas almış, failin iradesine önem vermiştir. İftiradan dönme - failin gerçek kimliğini açıklaması - ceza siyeseti ile ilgilidir ve bu açıklamanın failin serbest iradesi ile kendiliğinden yapılması yeterlidir. Kanun iftiradan dönmenin - failin gerçek kimliğni açıklamasının - saikine önem vermemiştir. Madde metninden gerçeğin başka delillerle açığa çıkması halinde failin ceza indiriminden faydalanamayacağı gibi bir sonuç da çıkmamaktadır. Failin isnadından rücu ederek gerçeği açıklaması, bir anlamda suçunu itiraf etmesi ödüllendirilmektedir. O nedenle failin istikrarlı olarak gerçeğe dönmesi, gerçek kimliğini açıklaması halinde etkin pişmanlık nedeniyle cezada indirim yapılmalıdır.
Gerçekten özellikle iftira ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçları ile suç üstlenme, suç uydurma, gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçları gibi adliye aleyhine işlenen suçların çoğu, ceza ve ceza muhakemesi hukukunun en önemli varlık sebebi olan maddi gerçeği ortaya çıkarmayı engelleyen suçlardır. Bu suçlarda sanığın maddi gerçeği ortaya çıkarmaya yardım etmesini ödüllendirmekten daha doğal ne olabilir? İftira ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçları masum bir kişinin haksız yere soruşturulmasına, yargılanmasına ya da cezalandırılmasına neden olduklarından bu suçlarda gerçeğin ortaya çıkması daha da önem arzetmektedir. Bahsedilen suçlarda başka delillerle her zaman maddi gerçeğe ulaşmak da mümkün olmayabilir. O nedenle kanun koyucunun maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olması düşüncesiyle getirdiği ve madde metninde de bir sınırlamaya tabi tutmadığı bu müessesenin uygulama alanını daraltmak doğru değildir. Madde uygulamasında dairemiz sınırlı olarak
parmak izi araştırması sonucu sanığın gerçek kimlik bilgilerinin tesipiti halinde 269. maddedeki indirimin uygulanmayacağını kabul etmektedir. Bu uygulamanın da dayanağı bilimsel yöntemle kesin olarak sanığın gerçek kimliğinin tespit edilmesidir.
Madde başlığının etkin pişmanlık olması da bizi yanıltmamalıdır. Etkin pişmanlık, sadece adli makamlar soruşturmaya başlamadan, suçun işlendiğini öğrenmeden, bu makamlarca herhangi bir tespit yapılmadan, bir sonuca ulaşılmadan, adli makamların bir dahli olmadan, sanığın sadece kendi iradesiyle suçu veya suç ortaklarını bildirmesi, suç konusu eşyayı iadesi, zararı tazmini, gerçeği söylemesi, iftiradan dönmesi gibi hallerde uygulanabilinecek bir durum değildir.
Somut olayda ise 23.08.2011 saat 19:30 tarihli tutanağa göre: sanığın verdiği adreste aramaya giden polis memurları adresin yanlış olduğunu tespit edince, aynı sokakta başka numaradaki doğru adrese gittiklerinde sanığın annesi polis merkezindeki sanığın adının ... olabileceğini beyan edince, sanığa şifahen sorulduğunda; sanık "uyuşturucu kullandığını, araması olabileceğinden korktuğundan kardeşi Abuzer"in ismini verdiğini, kendi isminin ... olduğunu beyan ederek görevlilere samimi itirafta bulunmuştur." Polis memurları sanığın ismini kesin olarak tespit etmeden sanık gerçek kimliğini açıklamıştır. Bu durum sanığın ifadesinin alındığı saatin kendisi ile yüzleştirildiği söylenen annesi Fatma Yıldırım"ın ifadesinin alındığı saatten daha önce olmasından da açıkça anlaşılmaktadır. Çünkü sanığın ifadesinin alındığı saat 20:16, annesinin ifadesinin alındığı saat 21:12"dir. Bir başka deyişle sanık polisler tarafından gerçek kimliği kesin olarak belirlenmeden daha önce gerçek kimliğini açıklamıştır. Bu nedenle yerel mahkemenin sanığın kimliğinin polis araştırması sonucu tespit edildiğine dair kabulü yanlıştır. Sanık hakkında 269. maddenin uygulanma koşulları somut olayda mevcuttur.
Yukarıda izah etmeye çalıştığım nedenlerle; başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunda etkin pişmanlığı düzenleyen 269. madde ceza siyaseti gereği sanığın serbest iradesi ile kendiliğinden gerçek kimliğini açıklamasını yeterli görmüştür. Kanun, failin gerçek kimliğini açıklamasının saikine önem vermemiştir. Etkin pişmanlığın uygulanması başka delillerle ya da polis soruşturması soncu sanığın kimliğinin tespiti halinde de mümkündür. Somut olayda; sanık polisler tarafından başkasına ait kimlik bilgilerini kullandığı kesin olarak tespit edilmeden gerçek kimliğini açıklamıştır. Sanığın gerçeğin er ya da geç ortaya çıkacağı
endişesiyle gerçek kimliğini açıklamak zorunda kalması maddedeki indirim hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Yerel mahkeme kararı etkin pişmanlık hükmü uygulanmadığından bozulmalıdır. Bu nedenle sayın çoğunluğun hükmün onanmasına ilişkin görüşlerine katılmıyorum. 16.01.2014
Kararına Uygundur. M. D.
Yazı İşl. Md.