
Esas No: 2022/637
Karar No: 2022/4895
Karar Tarihi: 04.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/637 Esas 2022/4895 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/637 E. , 2022/4895 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
No : 2020/811-2021/1990
İlk Derece
Mahkemesi : ... 16. İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali ve alacak istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının yurtdışı borçlanması yaparak, 01.12.2011 tarihinden itibaren emekli aylığı aldığını, ancak Kurum tarafından Türkiye'deki sigortalı çalışmalarının fiili olmadığı gerekçesiyle maaşının kesilerek, emekli aylıklarının yersiz ödeme sayılıp, borç çıkarıldığını, 19.03.2016 tarihinde kuruma başvurarak, sigorta giriş tarihinin yurtdışı sigorta giriş tarihi olan 11.10.1986 tarihi olarak kabulünü talep ettiklerini, ancak taleplerinin reddedildiğini, yurtdışı çalışma başlangıç tarihini Türkiye sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilmiş olsaydı, davacının 30.11.2011 tarihli talebinin 4/b kapsamında geçerli olacağını ve 01.12.2011 tarihi itibariyle maaşa bağlanacağını, ancak Kurum tarafından davacının yurtdışı sigorta başlangıç tarihinin Türkiye sigorta başlangıcı olarak saymadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacının 11.10.1986 tarihinin Türkiye sigorta başlangıcı olarak tespitine ve 01.12.2011-01.12.2015 tarihleri arasındaki aylıkların faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
"Davanın kabulü ile,
1-a)Davacının Hollandada çalışmaya başladığı 11.10.1986 tarihinin Türkiye sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edlimesi gerektiğinin tespitine,
b)Davacıya talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.12.2011 tarihinden geçerli olmak üzere 5510 sayılı yasanın 4/1-b maddesi kapsamında yaşlılık aylıgı bağlanması gerektiğinin ve 01.12.2011-01.12.2015 tarihleri arasındaki aylıklarının, 01.03.2012 tarihi başlangıç kabul edilerek, her bir aylık için aylığa hak kazanılan tarihden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine, " karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, yapılan Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini beyanla kararın ortadan kaldırılmasını istemiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
1-Davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
V-TEMYİZ NEDENLERİ:
Davalı vekili, yapılan Kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanunun 5. maddesi; “Madde 5 – (Değişik birinci fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır, bu tespitte 1 yıl 360 gün, 1 ay 30 gün hesaplanır.
Sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.
(Ek fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) (Değişik fıkra:17/7/2019-7186/10 md.)Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.
(Ek fıkra: 17/4/2008-5754/79 md.) Sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülkelerdeki hizmetlerini, bu Kanuna göre borçlananların, sözleşme yapılan ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak dikkate alınmaz.(Ek cümle: 10/9/2014-6552/29 md.) Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.
(Ek fıkra:17/7/2019-7186/10 md.) Türkiye’deki sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlandırılması hâlinde bu süreler 5510 sayılı Kanunun 41 inci maddesinde yer alan hükümler esas alınarak Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihinden, Türkiye’de sigortalılık yok ise borçlanma tutarının tamamen ödendiği tarihten geriye götürülen sürelere ait ilgili aylara mal edilir.” düzenlemesini içerir.
Somut olayda; 25/05/1964 doğumlu davacının 11/10/1986 tarihinde yurtdışında çalışmaya başladığı, 12/10/2011 tarihinde yurtdışında bulunan hizmetlerini borçlanmak için davalı kuruma başvuruda bulunduğu, davalı kurum tarafından 26/05/1982-09/12/1999 ve 03/01/2000-30/10/2002 tarihleri arasındaki 7332 gün karşılığında 65.474,76.-TL borç tahakkuk işlemi yapıldığı, davacı tarafından 25/11/2011 tarihinde 65.475.-TL ödendiği, davacının 17/06/2003-11/07/2003 tarihleri arasında 25 günlük ek borçlanma yaptığı, 30/11/2011 tarihinde tarafına 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması için tahsis talebinde bulunduğu, 4/1-a maddesi kapsamında 7365 gün üzerinden 01/12/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığı bağlandığı; ancak davacının 14/10/2011-21/10/2011 tarihleri arasındaki Türkiye'deki 8 günlük 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmasının fiili olmadığı gerekçesi ile bu hizmetlerin iptal edildiği, çalışmalarının iptal edilmesi nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında 7365 gün üzerinden 01/12/2011 tarihinden geçerli olmak üzere bağlanan yaşlılık aylığının da iptal edildiği, davacının 09/01/2014 tarihli dilekçesi ile; borçlanmanın 4/a kapsamından 4/b kapsamına aktarılmasını talep ettiği, davacının yapmış olduğu yurtdışı borçlanmasının 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamına aktarılarak 7357 gün borçlanma yaptığının kabul edildiği, davacının 17/06/2015 tarihli dilekçesi ile; 01/12/2011 tarihinden itibaren Bağ-Kur kapsamında aylıklarının hesaplanarak aradaki farkın talep edilmesini talep ettiği, davalı kurumun 01/07/2015 tarihli yazısı ile; 1479 sayılı Kanuna göre 7357 günlük yurtdışı borçlanması karşılığında 48 yaşın doldurulduğu 25/05/2012 tarihinde emekli aylığına hak kazanabileceği, SSK'ya yapılan talep tarihinin geçersiz olduğu belirtilerek yeni tahsis talep dilekçesinin verilmesi konusunun davacıya bildirildiği, davacının 10/11/2015 tarihinde yeniden tahsis talebinde bulunduğu, 10/11/2015 tarihli tahsis talebi üzerine 01/12/2015 tarihinden geçerli olmak üzere 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılan yurtdışı hizmet borçlanmalarında esas alınan yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin, yasanın 5.madde hükmü uyarınca, ispatlayıcı belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere belirlenmesi gerekecektir.Bu şekilde belirlenecek sigortalılık statü ve sürelerinin ortaya konulmasından sonra tahsis koşulları değerlendirilmelidir. Bu nedenle, söz konusu borçlanılan sürelerin ilgili dönemlere değilde, borçlanılan tarihten geriye doğru hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.