22. Hukuk Dairesi 2012/14382 E. , 2013/3778 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının bölüm müdürü tarafından 2007 yılında kendisinden savunma üstüne savunma istendiğini, doktor ziyareti yaptığı halde yapmadığı ileri sürülerek 08.09.2007 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğini, izinlerinin kullandırılmadığını, yaptığı fazla çalışma karşılıklarının verilmediğini, ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmediğini belirterek, kıdem ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma karşılığı ücret alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davacı tarafından ziyaret edilmeyen doktorun ziyaret edilmiş gibi rapor düzenlendiğinin tespit edilmesi üzerine iş sözleşmesine haklı olarak son verildiğini, davacının kendi insiyatifine bağlı çalışma sistemi olduğunu, iş sözleşmesine göre fazla çalışma ve genel tatil ücretinin ücrete dahil olduğunun kararlaştırıldığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı işveren tarafından fesih sebebi yapılan ziyaret edilmeyen doktorun ziyaret edilmiş gibi rapor düzenlemenin haklı fesih nedeni olduğu, ancak fesih nedenine ilişkin belgelerin feshe yetkili şirket genel müdürüne hangi tarihte sunulduğu ve feshin altı işgünü hak düşürücü süre içinde yapıldığı ispatlanamadığı gerekçesiyle feshin geçersiz olduğu sonucuna varılarak kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İş sözleşmesinin hak düşürücü süre içinde feshedilip feshedilmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçi veya işveren bakımından haklı fesih sebeplerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı sebeple fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 sayılı İş Kanunu"nun 26. maddesinde, fesih sebebinin öğrenildiği tarih ile olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da işverenin feshi, haklı bir
feshin sonuçlarını doğurmaz. Bu süre, feshe sebep olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl olarak belirlenmiştir.
4857 sayılı Kanun"da, işçinin maddî çıkar sağlamış olması halinde bir yıllık sürenin işlemeyeceği öngörülmüştür. O halde, haklı feshe sebep olan olayda işçinin maddî bir menfaati olmuşsa, altı işgününe riayet etmek koşuluyla olayın üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin işverenin haklı fesih imkânı vardır.
Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin haklı feshe sebep olan olayı öğrendiği günden itibaren işlemeye başlar. Olayı öğrenme günü hesaba katılmaksızın, takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
İşverenin tüzel kişi olması durumunda altı işgünlük süre feshe yetkili merciin öğrendiği günden başlar. Bu konuda müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz. Olayın feshe yetkili kişi ya da kurula intikal ettirildiği gün altı iş günlük sürenin başlangıcını oluşturur. Bir yıllık süre ise her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.
Dosya içeriğine göre davacı davalı işyerinde tıbbi ilaç mümessili olarak 20.07.2005- 06.09.2007 tarihleri arasında çalışmış, iş sözleşmesi davalı işveren tarafından 06.09.2007 günlü fesih bildirimi ile 05.07.2007 tarihinden itibaren Kazan’da çalışan doktoru 05.07.2007, 11.07.2007 ve 07.08.2007 tarihlerinde Sincan Devlet Hastanesinde ziyaret ettiğine ilişkin raporlar düzenlediği belirtilerek davacının ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranış sergilediği iddiası ile 06.09.2007 tarihi itibari ile feshedilmiştir.
Mahkemece davalı işveren tarafından fesih sebebi yapılan davacının davranışlarını gerçekleştiği tarih ile fesih tarihi arasında altı işgünlük hakdüşürücü sürenin geçtiğinden bahisle işveren tarafından yapılan feshin geçersiz olduğu sonucuna varılmış ise de davalı işveren anonim şirket olup mahkemece davalı şirkette feshe yetkili makamın kim olduğu araştırılmamıştır. Bu itibarla öncellikle davalı şirkette feshe yetkili makamın belirlenmesine yönelik işyeri kayıt ve belgeleri getirtilmeli, belirlenen feshe yetkili makamın fesih sebebi yapılan olayların öğrenme tarihi araştırılarak feshin 4857 sayılı Kanun’un 26. maddesindeki altı işgünü içinde yapılıp yapılmadığı kesin bir şekilde belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
3-Davalı işyerinde uygulanan prim sistemine ilişkin işyeri düzenlemeleri ve uygulamalarına ait işyeri kayıtları getirtilmeden tanık beyanlarına göre belirlenen giydirilmiş ücretinden yapılan hesaplamaya itibarla yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Feshin haklı sebebe dayanmadığı sonucuna varılması halinde işyerindeki prim uygulamasına ait düzenlemeler ve davacıya son bir yılda ödenen prim ödemelerine ilişkin işyeri kayıtları getirtilmeli, işyerindeki prime hak kazanma şartları ve davacıya yapılan son bir yıl içindeki prim miktarı belirlenmeli ve bu şekilde davacının hesaplamaya esas giydirilmiş ücreti belirlendikten sonra gerekirse hesap bilirkişisinden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.