
Esas No: 2022/1562
Karar No: 2022/4965
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1562 Esas 2022/4965 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İş kazası nedeniyle maddi ve manevi zararların giderilmesi istemiyle açılan davanın, ilk derece mahkemesi tarafından kısmen kabul ve kısmen reddedilmesine karşı yapılan istinaf başvurusu sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi tarafından yeniden esas hakkında kısmen kabul ve redde dair karar verilmiştir. Davalının manevi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazları kesinlik sınırı nedeniyle reddedilirken; davalının maddi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazları ise iş kazasında davacı sigortalının kusurunun %10 olduğu ve diğer sorumlulara açılacak rücu davası nedeniyle reddedilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrası
- 6763 sayılı Kanun 5. maddesi
- 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümleri
- 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi
- HMK Ek madde 1 hükmü
- HMK 362/2. maddesi
- HMK 366. maddenin yollaması
- 7036 sayılı İş Mahkemeler
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi
No : 2021/1044-2021/1638
İlk Derece
Mahkemesi : ... Anadolu 26. İş Mahkemesi
Dava, iş kazası nedeniyle maddi ve manevi zararların giderilmesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 41.Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında kısmen kabul ve redde dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 41 .Hukuk Dairesince verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
A)Davalının manevi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL ve 01.01.2021 tarihi sonrası için 78.630,00 TL ’dir.
Somut olay incelendiğinde, temyize konu Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli kararında davacı lehine 65.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alındığında, davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat istemlerinin birbirlerinden bağımsız olarak kesinlik değerlendirilmesine tabi tutulması gerektiği, karar tarihi itibariyle geçerli temyiz kesinlik sınırının ise 78.630,00 TL olup, hükmedilen manevi tazminatın maddi tazminat hükmünden bağımsız olarak anılan temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine,
B)Davalının maddi tazminat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle iş kazasının gerçekleşmesinde davacı sigortalı kusurunun somut olayda %10 olarak belirlenip kesinleşmiş olmasına, %90 kusur oranının ise davalı ile bu iş kazasında sorumlulukları bulunan üçüncü kişiler arasında açılması mümkün bulunan rücu dava dosyasında tartışılıp karara bağlanması imkânının bulunmasına göre, temyiz edenin sıfatına temyiz kapsam ve nedenlerine göre, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.