22. Hukuk Dairesi 2013/3843 E. , 2013/3705 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, 29.11.2010 tarihinden itibaren davalı şirketlerde inşaat mühendisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı ... Belediyesi vekili; davanın fesih bildiriminin davacıya tebliğinden itibaren 1 aylık süre içinde açılmadığını, davacının müvekkili belediye çalışanı olmadığını, diğer davalıların çalışanı olduğunu, belediyenin ihaleyle iş alan firmalar ile birlikte sorumlu olduğuna dair bir sözleşme ya da benzeri bir belge bulunmadığını, ayrıca ihale yoluyla yaptırılan hizmetlerde işe alım ve işten çıkartma, özlük haklarının belirlenmesi hususlarında müvekkili belediyenin belirleyici durumunun söz konusu olmadığını, alt işveren asıl işveren ilişkisi kurulamayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ... Teknik Arı İnşaat şirketi vekili, davacının müvekkili şirketin çalışanı olmadığını ve özlük hakları ve işe giriş çıkışı konusunda müvekkili şirketin doğrudan ve dolaylı hiçbir etkisinin bulunmadığını, sözleşmenin bitmesi ile davacının işine son verilmesi durumunun söz konusu olmadığını, davacının çalışmasının 6 aydan az olduğunu beyan ederek, bu nedenler ileri sürerek davasının reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı Kimpa Yapı Malzemeleri Şirketi vekili, davacıyı işe davet ettiklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının Kimpada işe giriş tarihinin 27.01.2009 olduğunu, bu dava için 4857 sayılı İş Kanun"un 18. maddesine göre, aylık çalışma süresini doldurmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında davacının altı aylık kıdeminin bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla iş güvencesi hükümleri kapsamına girip girmediği uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanağı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesidir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümleri kapsamına girmek için en az altı aylık kıdeme sahip olmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre altı aylık süre aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süre birleştirilerek hesaplanır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasına göre altı aylık kıdemin hesaplanmasında aynı Kanunun 66. maddesindeki süreler dikkate alınır. Altı aylık kıdem şartını öngören hüküm nispi emredici olduğundan, daha az kıdem şartını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir. Altı aylık kıdem işçinin fiilen çalışmaya başladığı tarih ile fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih arasında geçen süreye göre belirlenir.
Geçici iş ilişkisiyle (ödünç iş ilişkisiyle) çalışan işçinin altı aylık kıdemi, 4857 sayılı Kanun"un 7. maddesinden hareketle, işçinin başka işverende (ödünç alan) geçen süresi, işverende (ödünç veren) geçirilmiş gibi sayılır. Sözkonusu işçinin daha sonra ödünç alan işverenin işyerinde yeni bir iş ilişkisi kapsamında istihdam edilmesi hâlinde, onun nezdinde ödünç iç ilişkisi kapsamında geçirilmiş süreler, yeni iş ilişkisindeki altı aylık kıdem süresinin hesabında dikkate alınmaz.
4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinin 2. fıkrası uyarınca işyerinin devrinde devralan işveren, hizmet süresi ile ilgili haklarda işçinin devreden işveren yanında çalışmaya başladığı tarihe göre işlem yapmak zorunda olduğundan, devirle işverenin değişmesi altı aylık kıdem süresini etkilemeyecektir. Bu bağlamda, bir işyerinin, işvereni tarafından, bir şirkete sermaye olarak konulması halinde de, 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesi anlamında işyerinin devri olarak kabul edilmeli kıdem süreleri birlikte hesaplanmalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalı şirketler arasında... İlinin bir kısım bölgelerinde çalışılmak üzere 04.01.2011 işe başlama tarihli inşaat ve yol düzenleme işlerine ilişkin sözleşmeye göre hizmet alımı yapıldığı, İstanbul Teknik Arı İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ile... Büyükşehir Belediyesi arasında aynı bölgelere ilişkin 02.12.2010 tarihli Yapı İşlerine İlişkin Tip sözleşmesi düzenlendiği, davacıya ait Sosyal Güvenlik Kurumu işe giriş ve ayrılma bildirgelerinde, davacının davalı Kimpa Yapı Mal. İnş. Tic. Ltd. Şti"nde işe başlama tarihi 27.01.2011, işten ayrılma tarihi ise 15.07.2011 ve 22.9.2011 olarak belirtilmiş, SGK hizmet cetvelinde ise davacının 27.01.2011 tarihinden 15.07.2011 tarihine kadar 1218672 sicil nolu davalı ... Teknik Arı İnş. San. Tic. Ltd. Şti. nde, bu tarihten sonra Ağustos ayı da dahil olmak üzere ... sicil nolu davalı ... Mal. İnş. Tic. Ltd. Şti"nde çalıştığı gösterilmiştir. Davalı Kimpa Yapı Mal. İnş. Tic. Ltd. Şti"ince işten ayrılma tarihi olarak Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet cetvelinde belirtilen 22.09.2011 tarihinden önce de davalı ... Mal. İnş. Tic. Ltd. Şti. tarafından davacının işe davet edildiği ileri sürülmüştür. Davacı tanığı tarafından davacının 29.11.2010 tarihinde çalışmaya başladığı ifade edildiği gibi, ortak tanığın Doğan Yapı Şti ile Kimpa Şti. sahiplerinin aynı kişi olduğu yönünde ifadesinin yer aldığı, SGK kayıtlarına göre, davacının 2010 yılında Doğuş gayrimenkul Yatırım ve İşletme A.Ş."de çalışmasının bulunduğu, Doğuş ve Kimpa şirketleri arasında işyeri devri olması halinde davacı altı aylık kıdem süresini doldurduğu; keza SGK kayıtlarına göre, 27.01.2011 tarihinden itibaren aynı yılın Temmuz ve Ağustos aylarında Kimpa Yapı Mal. İnş. Tic. Ltd. Şti."ndeki çalıştığının kabulü halinde ise davacı yasal altı aylık kıdeme sahip olacaktır. Mahkemece, dava konusu uyuşmazlık bakımından davalı şirketler arasındaki ilişki, asıl işveren-alt işveren, geçici iş ilişkisi, iş sözleşmesinin devri, işyeri devri gibi hususlar yönünden ayrı ayrı irdelenmemiştir. Öncelikle, davacının önceki çalıştığı şirketler ile davalı şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, bu şirketlerin aynı gruba dahil olup olmadıkları, aynı gruba dahil iseler aynı merkezden yönetilip yönetilmedikleri ticaret sicil kayıtları da getirtilmek suretiyle belirlenmeli, davalı şirketlerle dava dışı şirketlerden işten ayrılış tarihi ile işe davet tarihi de netleştirilmelidir. Bundan sonra, davacının davalı şirketlere geçişinin işyeri devri veya iş sözleşmesi devrine dayanıp dayanmadığı, davalı şirketler ile davalı ... arasında yukarıda belirtilen anlamda ne tür bir hukuki ilişki bulunduğu ve muvazaalı bir işlem söz konusu olup olmadığı, gerekirse işyerinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tespit edilmeli ve sonucuna göre davacının altı aylık kıdeminin bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.