Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8596
Karar No: 2018/1444
Karar Tarihi: 05.02.2018

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/8596 Esas 2018/1444 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/8596 E.  ,  2018/1444 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 30/04/2009-24/04/2013 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde “oribat hortum eklem kaynakçısı” olarak aylık en son net 2.580,00 TL. ücretle çalıştığını, müvekkilinin aylık çalışma ücreti ile fazla ve genel tatil çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle, iş akdinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile ücret, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının müvekkiline ait işyerinde 30/04/2009-24/04/2013 tarihleri arasındaki dönemde kaynakçı olarak aylık en son net 967,97 TL. ücretle çalıştığını, davacının 25/04/2013 tarihinde PTT kanalıyla gönderdiği ihtarname ile iş sözleşmesini feshettiğini ancak taraflar arasında imzalanan İş sözleşmesinde, ücret ödemelerinin her ayın 10, 20 ve 30’unda yapılacağının, mücbir sebepler dışında ücret ödeme zamanından itibaren 20 gün içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin kardeş şirketlerinden olan ... Dış Ticaret Ltd. Şti. tarafından, müvekkili Şirket adına, 17/04/2013 tarihinde 1.782.27 TL. birikmiş ücret alacaklarının davacıya ödendiğini, 30/04/2013 tarihinde, 394.40 TL. ve 539.14 TL. olarak davacı işçiye Mart ve Nisan maaşlarının kalan kısmının da ödendiğini, fazla ve genel tatil günlerinde çalışmalarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre taraflar vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nda 32’nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
    İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323’üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
    4857 sayılı Yasanın 8 inci maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37 nci maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır. (Yargıtay 9.HD. 23.9.2008 gün 2007/27217 E, 2008/24515 K.).
    Çalışma belgesinde yer alan bilgilerin gerçek dışı olmasının da yaptırıma bağlanmış olması, belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur. Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanunun 8 inci ve 37’nci maddelerinin, bu konuda işveren açısından bazı yükümlülükler getirdiği de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümlülüğüne yardımcı olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda yasal güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmesi, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında delillerin değerlendirilmesi sırasında, işverence bu konuda belge düzenlenmiş olup olmamasının da araştırılması gerekir.
    Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili, müvekkilinin aylık net 2.580,00 TL. ücret aldığını ileri sürmüş, davalı ise davacının aylık net 967,97 TL. ücret aldığını savunmuştur. Davacı tanıkları fesih tarihinde davalı işyerinde çalışmamaktadırlar. Davalı tanıkları ise davacının aldığı ücreti bilmediklerini beyan etmişlerdir. Davalı tarafından dosyaya ibraz edilen ve davalı işverence verildiği ileri sürülen ancak davalı tarafça ise imzası inkar edilen “sayın yetkili” ile başlayan belgede davacının ücretinin iddia gibi 2.580,00 TL. olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alan raporu hazırlayan bilirkişi tarafından da bu belgeye dayanılarak davacının ücretinin iddia gibi 2.580,00 TL. olduğu kabul edilmiştir. Davalı tarafın bu belgedeki imza inceleme talebi ise mahkemece "ücretin bu belge dayanak alınarak tespit edilmediği" gerekçesiyle ara kararı ile reddedilip, kararda ise, söz konusu belge değerlendirmeye katılmaksızın "davacının ücretinin 2.580,00 TL. net olduğunun diğer delillerle sabit olduğu" gerekçesi belirtilmiştir. Ancak, dosyada davacının iddiasını bu belge dışında doğrulayan bir delil bulunmamaktadır.
    Davacı vekili tarafından müvekkilinin 2013 yılı Mart ayı ve 24 günlük Nisan ayları maaşlarının ödenmediği iddiası ileri sürülmüş, hükme dayanak esas bilirkişi tarafından ise, davacının banka hesabına 54 günlük ücretin karşılığı olarak parçalı şekilde toplam 3.215,81 TL. yatırıldığı ve buna göre kabul edilen 2.580,00 TL. ücret miktarına göre davacının bakiye 1.428,19 TL. ücret alacağı kaldığı hesaplanmıştır. (2.580,00-TL/30x54= 4.644,00 TL. ve 4.644,00 TL. – 3.215,81 TL.=1.428,19 TL.)
    Ancak davacı vekili 11/09/2014 tarihli dilekçesiyle müvekkilinin ücret alacağının tümünün ödendiği ve ücret alacağının bulunmadığı ve bu beyanlarının itiraz değil düzeltme talebi olarak kabul edilip, bilirkişi raporunun ücret alacağı bölümünün, davacının ücret alacağının bulunmadığı şeklinde düzeltilmesi talebinde bulunmuştur. Buna göre, davacının banka hesabına 54 günlük ücretin karşılığı olarak parçalı şekilde toplam 3.215,81 TL. yatırılmıştır. Bu ödenen rakamın bir günlüğü 59,552037 TL. olup, bu bir günlük yevmiye aylık 1.786,56 TL. yapmaktadır. Uygulamada davalı işveren tarafından davacının kredi çekebilmesi amacıyla davacının ücretinin gerçek ücretinin üzerinde beyan edildiği durumlara sıkça rastlanması ve davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen ödeme gerekçe gösterilerek ücret alacağının kalmadığı beyan edilmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının ücretinin aylık net 1.786,56 TL. kabul edilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile aylık net 2.580,00 TL. olarak kabul edilmesi hatalıdır.
    3- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki fazla çalışma ücreti hesabının doğru yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta, tüm tanık beyanlarına göre, davacının bir hafta, haftanın 5 günü haftalık 42,5 saat çalıştığı, takip eden haftada ise haftanın 6 günü 51 saat çalıştığı anlaşılmaktadır. Burada, denkleştirme bulunduğundan söz edilemez.
    Dairemizin yerleşik uygulamasına göre fazla çalışma haftalık hesaplanmalıdır. Davacının her hafta yaptığı çalışma belirlenerek bundan normal çalışma süresi çıkarılarak fazla mesaisinin tespit edilmesi gerekirken bilirkişinin günlük bazda ve örtülü denkleştirme bulunduğu kabulüne göre yaptığı hesaplamaya değer verilerek hüküm kurulması hatalıdır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davacının fazla mesai yaptığı haftalar, haftalık 6 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmek suretiyle ve haftalık bazda hesaplama yapılmasından ibarettir. Mahkemece, günlük bazda ve örtülü denkleştirme bulunduğu kabulüne göre hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar ile fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınması isabetsizdir.
    F) SONUÇ:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilere iadesine, 05/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi