Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/8202 Esas 2016/337 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8202
Karar No: 2016/337
Karar Tarihi: 19.01.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/8202 Esas 2016/337 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı taraf, müvekkili hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, ancak takip dayanağı olan çekte müvekkilinin şahsi cirosu olmadığı halde borçlu gösterildiğini iddia ederek menfi tespit davası açmıştır. Mahkeme, takip dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edilmesine karar vermiş ve davalının kötü niyetli hareketi nedeniyle %20 oranında kötü niyet tazminatı ödemesine hükmetmiştir. Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonunda hükmün yerinde olduğu ve davalı tarafın temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanmasına karar verilmiştir.
İİK 72/5.maddesi: \"Borçlunun keşideci, aval veren veya kefalet eden olmadığı veya bu sıfatları taşıyan kişilerin ödeme yapmaya mecbur tutulmadığı veya haciz yolu ile avans alınmadığı takdirde, başkaca mal varlığına haciz konulmadıkça, alacaklının elde ettiği paranın kanuni faizi ile birlikte geri verilmesine hükmedilir.\"

19. Hukuk Dairesi 2015/8202 E. , 2016/337 K.
"İçtihat Metni"

TARİHİ : 04/12/2014
NUMARASI : 2014/1103-2014/365

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığını, takip dayanağı çekte müvekkilinin şahsi cirosu olmadığı halde takipte borçlu olarak gösterildiğini ileri sürerek takip dosyasına ilişkin olarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve davalının kötü niyetli takip yapması nedeniyle %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının adının takip talebine sehven yazıldığını, davacıya ödeme emri gönderilmediğini, davacı adına kesinleşen icra takibi bulunmadığını, davacının borçlu olmadığının taraflarınca da kabul edildiğini belirterek, davanın sulh ile sonuçlandırılıp davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, takip konusu çekte davacının keşideci, lehdar veya ciranta sıfatıyla isim ve imzasının bulunmadığı, davacının borçlu olmadığı hususunun davalının da kabulünde olduğu, takibe dayanak çekte davacının isminin ve cirosunun bulunmadığı açıkça görülmesine rağmen davacı hakkında takip yapılmış olması nedeniyle İİK"nın 72/5.maddesindeki şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının takibe konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, alacağın %20"si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.