4. Hukuk Dairesi 2016/9886 E. , 2018/8381 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı Muris ... terekesi resmi tasfiye memuru ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 02/12/2014 gününde adli yardım talepli olarak verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine adli yardım talebi kabul edilerek mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 26/11/2015 günlü kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 25/12/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, karşı taraftan davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde oludğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eyleme dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın husumetten reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, tasfiye memuru seçildiği muris ..."nün sağlığında ihalesi yapılan taşınmazın maliki dava dışı borçlu ..."den olan alacağı nedeniyle ... 12. İcra Müdürlüğü 2004/11891 esas sayılı dosyasında icra takibinde bulunduğunu ve borçluya ait kat irtifakı üzerine 16/10/2004 tarihinde ihtiyati haciz koydurduğunu, aynı taşınmaz üzerinde davalının hiç bir belgeye dayanmayan iki ayrı icra takibiyle daha önce haciz koydurmuş olduğunu, borçlunun icra takibi açılırken icra müdürlüğüne getirtilerek borç kabulü yaptırılıp aynı anda ödeme emrinin İcra Müdürlüğünde tebliğ edilmiş olduğunu, davalının haciz koydurduğu taşınmazı muvazaalı olarak başlattığı ... 1. İcra Müdürlüğünün 2002/3544 esas sayılı dosyasından satışa çıkardığını, satıştan önce taşınmaz üzerindeki takyidatlar celp edilmediğinden murisin aynı taşınmaza haciz koydurduğu ... 12. İcra Müdürlüğünün 2004/11891 esas sayılı dosyası görülmeyerek bu dosya alacaklısına tebligat çıkarılmaksızın 29/11/2004 tarihinde yapılan ihale ile davalının taşınmaza alacağına mahsuben aldığını ve taşınmazın 16/12/2004 tarihinde davalı adına tescil edildiğini, tescilden 28 gün sonra ihalenin feshi davası sonuçlarından kaçınmak amacı ile davalının taşınmazda aynı binada oturan komşusuna sattığını, murisin yapılan ihaleyi 01/02/2005 tarihinde öğrenmesi üzerine taşınmazın 3. kişiye satıldığından habersiz olarak ihalenin feshi davası açtığını, yapılan yargılama sonunda 09/12/2005 tarihinde ihalenin feshine karar verildiğini ve kesinleştiğini, işlem yapmak için tapuya gidildiğinde taşınmazın 3. kişi ..."a 13/01/2005 tarihinde temlik edildiğinin görüldüğünü, bu nedenle ihalenin feshi kararının tapuya işlenemediğini ve taşınmazın borçlu adına tescilinin sağlanamadığını, taşınmaz üzerinde davalının haczinden başka hacizlerinde olması nedeni ile satışın alacağa mahsuben yapılamayacağı ve ihale bedelinin alacaktan mahsup edilemeyeceğine ilişkin İcra Müdürlüğü işlemlerine karşı dava açtıklarını, yapılan yargılama sonucu işlemlerinin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine ... 1. İcra Müdürlüğünün 2002/3544 esas sayılı
dosyasından tanzim edilen 27/03/2005 tarihli sıra cetvelinde davalının muvazaalı olarak yaptırmış olduğu aynı İcra Müdürlüğünün 2002/3544 ve 2004/8009 esas sayılı dosyalarının 1. ve 2. sırada yer verilerek bu dosyaların alacaklısı ile ihale alıcısı aynı olduğundan ayrıca satış bedelinin ödenmesine gerek olmadığına, ihale bedelinden başkaca bir para kalmadığından murisin ... 12. İcra Müdürlüğünün 2004/11891 esas sayılı dosyasına bir para ayırma yoluna gidilmediğinin belirtildiğini, 07/03/2005 tarihli sıra cetvelinin iptali için ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/132 esas sayılı dosyası ile sıra cetvelinin İptali davası açıldığını, dava devam ederken murisin vefat ettiğini, mirasçılarının da mirası reddetmeleri nedeni ile ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/12 Tereke sayılı dosyası ile terekeye temsilci atandığını, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/132 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiğini, kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, davalının taşınmazı 3. kişiye devretmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini, hukuki süreç sonucunda davalının ihale bedelini faiziyle birlikte iade ettiğini, ihalenin feshi kararı verilince söz konusu taşınmazın borçlunun adına tescil edilip satılmış olsa idi, murisin dosyasının 1. sırada olduğundan dosya alacağı taşınmazın değerini fazlası ile geçtiğinden taşınmaz değerine kadar pey sürerek alacağını bu miktar üzerinden tahsil etme imkanının doğacağını, bu durumda terekenin davalıdan 25/06/2014 tarihi itibari ile doğmuş alacağının 34.462,99 TL olduğunu, bu tarih itibari ile taşınmazın değerinin en az 15.000,00 TL olduğunu, aradaki farkın terekenin munzam zararı olduğunu beyan ederek maddi zararının tazminini istemiştir.
Davalı davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını ve davanın esastan da reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın, davalının eylem ve işlemleri nedeni ile muris ... terekesinin zararı uğratılmış olması nedeni ile terekenin uğramış olduğu munzam zararın tahsiline ilişkin olduğu kabul edilmiş; ancak davanın İcra Müdürlüğünce yapılan yanlış işlem ve uygulamalardan kaynaklanması nedeni ile sorumluluğun İcra Müdürlüğünde çalışan görevlilerde olduğu, bu nedenle de İİK’nun 5. maddesi gereğince uğranılan zararın tanzimi için Adalet Bakanlığına karşı dava açılması gerektiğinden davalının açılan davada husumet ehliyetinin bulunmadığı kabul edilerek davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Davacının talebi davalının muvazaalı icra takipleri, usulsüz işlemleri ve yine muvazaalı taşınmaz satışı nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir. Davalının haksız fiil faili olarak sorumlu tutulması istenmektedir. Şu durumda, davalının hukuka aykırı eylemi ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunması halinde davalıya husumet düşeceği kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile davanın husumetten reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı yararına takdir olunan 1.630,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine 25/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.