Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5037
Karar No: 2019/4824
Karar Tarihi: 28.05.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/5037 Esas 2019/4824 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı Hazine vekili, davacının tapusunu iptal ettiği ve Hazine adına tescilini istediği taşınmazın öncesi mera olan bir alanda yer aldığını iddia ederek davanın kabulünü talep etti. Mahkeme ilk kararında davayı kabul etmiş, ancak bu karar Daire tarafından bozulmuştur. Yeniden yapılan keşif sonucunda mera norm kararı sınırları belirsiz kalmış ve raporlar arasında çelişki oluşmuştur. Bu çelişkiyi gidermek için tarafsız, bölge ile ilgili olmayan mahalli ve uzman bilirkişiler ile yeniden keşif yapılmalı, mera norm kararı sınırları belirlenmeli ve 4342 sayılı Mera Kanunu'nun geçici 3. maddesi şartları incelenerek sonuca göre bir karar verilmelidir. Bahsi geçen kanun maddesi belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde yerleşim yeri olarak kullanılacak meraların Hazine adına tescili için gereken şartları belirlemekte ve bu şartların yerine getirilmesi halinde taşınmazların bedel talep edilmeden Hazine adına tescili öngörmektedir. Ancak mera norm kararları dışında kalan taşınmazlar bu kanun maddesine göre değerlendirilememektedir.
14. Hukuk Dairesi         2018/5037 E.  ,  2019/4824 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.03.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacının reddine dair verilen 04.10.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı Hazine vekili, .... Mahallesinde kain 324 ada 70 parsel sayılı taşınmazın ifraz edildiğini, tapulama çalışmalarında Belediye adına tescil edilerek ve vasfı değiştirilmek suretiyle özel mülkiyete konu hale getirildiğini, öncesi mera olan taşınmazın daha sonra imar gördüğünü ve davalıya satışının yapıldığını, 766 sayılı Tapulama Kanununa ve 3402 sayılı Yasa uyarınca, dava konusu taşınmazın 1953 yılında tahsis edilen .... Mahallesi mera sınır krokisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, 4453 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairemizce eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmuş, yeniden keşif yapılmış ve dava konusu taşınmazın mera norm kararında belirtilen sınırlar dışında kaldığı gerekçesiyle bu kez davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    27.05.2004 tarihli ve 5178 sayılı Yasanın 5. maddesi ile 4342 sayılı Mera Kanununun bazı maddelerinde değişiklik yapılmış ve eklenen geçici 3. madde ile; "Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşen imar plânları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera, yaylak ve kışlak olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek Hazine adına tescilleri yapılır. Ancak, bu nitelikteki taşınmazlardan ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescilleri bedel talep edilmeksizin aynen devam eder. Bunlar hakkında Hazinece dava açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir. Hazinece bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır.
    Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan Hazine adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin Hazinece açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır. Evvelce açılan davalarda Hazine adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen ve kesinleşen kararlara konu olan bu nitelikteki taşınmazların tapuları da talep etmeleri halinde aynı esaslara göre önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına devredilir. (Ek fıkra: 03/06/2007-5685/1 md.) Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan  taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir" hükmü getirilmiştir.
    Yukarıya aynen alınan madde hükmünden anlaşılacağı üzere; 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinin uygulanacağı taşınmazlar, öncesi mera iken yasanın öngördüğü koşulların gerçekleşmesi sebebiyle aslında Hazine adına tescili gereken veya Hazine adına tescili gerekirken gerçek veya tüzel kişiler adına tescil edilecek taşınmazlardır. Başka bir anlatımla 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi hükmü, belediye adına tescil edilerek belediyenin özel mülkü haline gelen taşınmazlara uygulanamaz.
    Bir yörede 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesine göre işlem yapılabilmesi için;
    a)Mera, 4342 sayılı Kanunun geçici 3. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 03.05.2005 tarihi itibariyle belediye ve mücavir alan sınırları içersinde bulunmalıdır. Zira bu tarih itibariyle köy sınırları içerisinde bulunan veya bu tarihten sonra belediye ve mücavir alan sınırları içerisine alınan meralarda bu madde hükümlerinin uygulanma olanağı yoktur.
    b)Mera, 01.01.2003 tarihinden önce kesinleşmiş imar planı içersinde kalmalıdır. Bu tarihten sonra imar planı içerisine alınan veya imar planı bulunmayan yerlerdeki meralarda bu madde hükmü uygulanmaz. Yasa hükmünde geçen "imar planından" maksat ise, her türlü ölçekteki plan yani nazım, uygulama veya mevzi imar planlarıdır.
    c)Meranın yerleşim yeri olarak işgal edilmesi yani bu şekilde kullanılması durumunun da 01.01.2003 tarihinden önce mevcut olması gerekir. Bu tarihten sonra işgal edilerek yerleşim yeri olarak kullanılan meralarda bu madde hükmü uygulanamaz. Bu maddenin uygulanmasında “yerleşim yeri” kavramı konut, konaklama, turizm, sanayi, askeri v.b. amaçlar için kullanılmak üzere planlanarak yapılaşmış veya eskiden beri bu amaçlarla kullanılan şehir, kasaba ve beldelerin üzerinde yapılaşma bulunan yerleşim alanlarını ifade etmektedir.
    d)Diğer bir koşul da meranın mera niteliği ile kullanılmasının teknik açıdan mümkün bulunmamasıdır.
    Yukarıda belirtilen şartların varlığı duraksamasız saptanmadan belediye ve diğer kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş meraların mülkiyeti bu kurum ve kuruluşlara bırakılamaz. Bu gibi yerler yasa uyarınca Hazine adına tescili gereken yerler olacağından, mahkemece 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi koşullarının varlığı veya yokluğu üzerinde yeterince durulmalıdır.
    Somut olayda, mahallinde yapılan keşif ve alınan raporlar kararlar vermeye yeterli görülmemiştir. Bozma kararından önceki keşif ve raporlar ile bozmadan sonraki keşif ve raporlar arasında çelişki bulunmaktadır. Bozma kararından önce yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın mera norm sınırları içinde kaldığı belirtilmiş olmasına rağmen bozmadan sonra 25.05.2017 tarihinde yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporunda mera norm kararı dışında kaldığı belirtilmiştir. Nitekim davacı vekili temyiz itirazlarında bilirkişilerin taraflı olduğunu, sınırları değiştirdiğini belirterek itiraz etmiştir. Raporlar arasındaki bu çelişkiyi gidermek üzere tarafsız, bölge ile ilgisi olmayan mahalli ve uzman bilirkişiler ile yeniden keşif yapılmalı, mera norm kararı sınırları şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, sınırlar içinde kalıyor ise yukarıda detaylı şekilde anlatıldığı üzere 4342 sayılı Kanunun geçiçi 3. şartları incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

    SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi