Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3071
Karar No: 2015/1504
Karar Tarihi: 25.03.2015

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/3071 Esas 2015/1504 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2014/3071 E.  ,  2015/1504 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:


    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesi nedeniyle verilen bononun davacı tarafından ödenmesinden sonra davalıya rücu amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
    Davacı vekili, İcra Müdürlüğünün 2101/17343 Esas sayılı takip dosyası ile davalı ve müvekkili aleyhine alacaklı 3. Kişi .... tarafından kambiyo senetlerinden dolayı takip başlatıldığını ve davacı müvekkilinin borcun tamamını ödediğini ve davalı hakkında İcra Müdürlüğünün 2011/13876 esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve % 40"den aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalı davaya cevap vermemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    İcra Müdürlüğünün 2011/13876 esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 28.110,00 TL asıl alacak 315,90,00 TL diğer alacak kalemleri olmak üzere 28.425,90 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 02.12.2011 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 09.12.2011 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
    Yargılama safahatı incelendiğinde; davalının adresi dava dilekçesinde “... Caddesi Belediye Sitesi No:... .../.... ” olarak gösterilmiş, dava dilekçesi bu adrese tebliğe çıkarılmış,bu adreste davalı şirketin bulunamaması üzerine tebligat memuru tarafından tebligat iade edilmiş, zabıta araştırması sonucu davalının belirlenen “”... Mahallesi ... sok.... Apt. No:... D: ... .../... “adresine tebligat çıkarılmış ve bu tebligatında iade edilmesi üzerine davalının Adres Kayıt Sisteminde bulunan ”... Mahallesi ... sok. ... Apt.No:... D:... .../... “ adresine Tebligat Kanununun 21/2 maddesi gereğince tebligat yapılmış ve yargılamaya devam edilmiş, yargılama sırasında alınan 26.12.2012 tarihli ara kararı ile davalıya isticvap davetiyesi çıkarmak üzere Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış ve talimat mahkemesince Tebligat Kanunu"nun 35.maddesine göre isticvap davetiyesi tebliğ edilerek gönderilmiş ve mahkemece bu isticvaba göre karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın “Hukukî Dinlenilme Hakkı” başlığını taşıyan 27. maddesinde “(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” hükmü bulunmaktadır. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenme hakkı;davalının, usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesini ve devamında yapılacak tebligatlarında usulüne uygun olmasına gerekli kılar. Usulüne uygun tebligatın amacı, davalıya her aşamada savunma hakkının sağlanmasıdır.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 6099 sayılı Kanunun 3. Maddesi ile değişik “Bilinen Adreste Tebligat” başlıklı 10. maddesi “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır...”,
    Bu maddeye karşılık gelen 25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesin de “Tebligat öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz...” ,
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun “Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti” başlıklı 35. maddesi “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza mercine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır...”
    Bu maddeye karşılık gelen Yönetmeliğin 57. maddesi de “Muhataba veya adresinde bu Yönetmeliğin gösterdiği usullere göre onun yerine tebellüğ edebilecek birine tebligat yapılmasından veya 31 inci madde gereğince işlem yapılmasından sonra muhatap bu adresini değiştirirse, yeni adresini hemen tebliği yaptırmış olan kâza mercine bildirmek zorundadır. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler, bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kişi yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, adres araştırması yapılmasına gerek kalmaksızın ek-1"de yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshası eski adresin kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
    Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından ana statü, sicil, tüzük ve kuruluş senedi gibi resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır .......“ şeklinde hükümler bulunmaktadır.
    Tebligat Kanunu"nun 35. ve Yönetmeliğin 57. maddelerine göre tebligat apılabilmesi için, gerçek kişi muhatabın kendisine veya adresine kanunun ve yönetmeliğin gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması, muhatabın adresini değiştirmiş ve yeni adresini bildirmemiş olması, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin de tespit edilememiş olması ayrıca tüzel kişiler bakımından da madde de belirtilen resmî kayıtlardaki adreslerin esas alınması gerekir. Bu koşullardan biri eksikse sözü edilen maddelere göre tebligat yapılamaz.
    Somut olayda davalının Adres Kayıt Sisteminde bulunan ”... Mahallesi ... Sok.... Apt.No:... D:... .../... “ adresine Tebligat Kanununun 21/2 maddesi gereğince tebligat yapılmış ve yargılamaya devam edilmiş,yargılama sırasında alınan 26.12.2012 tarihli ara kararı ile davalıya isticvap davetiyesi çıkarmak üzere Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış ve talimat mahkemesince Tebligat Kanununun 35.maddesine göre isticvap davetiyesi tebliğ edilerek gönderilmiş ve mahkemece bu isticvaba göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Mahkemece yapılması gereken iş;davalıya çıkarılan isticvap davetiyesinin Tebligat Kanununun değişik 21/2 maddesi gereğince teblig edilmesi olmalıydı. Mahkemece davalıya tebligat yapılamaması üzerine daha önce tebligat yapıldığından bahisle 35.maddeye göre tebligat yapılması mümkün değildir. Bir başka deyişle Adres Kayıt Sistemindeki adresi belli olan bir muhataba tebligat,ancak ve ancak Tebligat Kanununun 21/2 maddesine göre yapılabilecektir. Somut olayda davalının Adres Kayıt Sistemindeki adresi belli olduğundan 35. maddede belirtilen koşulların sağlandığından söz edilemez.
    Mahkemece,davalının adresine usulüne uygun isticvap davetiyesi tebliğ edilmeksizin Tebligat Kanununun 35.maddesine aykırı şekilde yapılan tebligata rağmen, savunma hakkının kısıtlanması ve adil yargılanma hakkı kapsamında ki 6100 sayılı HMK nın 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde tebligat yapıldığı kabul edilerek bu isticvaba hukuki değer atfedilerek davanın kabulüne dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de;
    İsticvap,6100 sayılı HMK"nın 169. (1086 sayılı HUMK"nun 230 ) ve devamı maddelerinde açıkça düzenlenmiş olup,mahkeme kendiliğinden veya talep üzerine, taraflardan birini davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulanan hususlar hakkında dinleyebilir. İsticvap, bir tarafın kendi aleyhine olan belli bir vakıa hakkında mahkeme tarafından dinlenmesi anlamına gelmekte olup,davanın aydınlatılmasına katkıda bulunan bir usul işlemi olarak tanımlanmaktadır. İsticvap,bizzat taraf davet edilmek suretiyle yapılır ve usulüne uygun davetiyeye rağmen taraf isticvap için mahkemeye gelmezse isticvap edilen vakıa ikrar edilmiş sayılır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;mahkemece davalıya çıkarılan isticvap davetiyesine verilen meşruhatta “.... toplam 28.425,90 TL borçlu bulunduğunuzu ikrar etmiş sayılacağınız...”şeklinde verilen meşruhatta yasal olmamıştır. Somut olayda çıkarılacak isticvapta meşruhat ancak senet örnekleri gönderilerek ekteki senetlerdeki imzanın aidiyeti yönünde olmalıydı.
    Tüm bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi