16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4630 Karar No: 2019/48 Karar Tarihi: 14.01.2019
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4630 Esas 2019/48 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı belirtilen kararda, tanıkların istikrarlı beyanları ve diğer delillerin sübutu için yeterli olduğu belirtilerek, sanığın bylock kullanımına ilişkin değerlendirme tutanağı beklenmeksizin karar verildiği ifade edilmiştir. Ayrıca, sanık adına kayıtlı adsl hattı ile başka bir kişiye ait gsm numarası vasıtasıyla kullanıldığı tespit edilen bylock hesabına ilişkin tutanağın dosya kapsamıyla uyumlu olmadığı vurgulanmıştır. Kararda, Asya Katılım Bankası AŞ'de herhangi bir işlem yapıldığına dair tespite rastlanmadığı halde, sanık adına açılmış ve inceleme tarihi itibariyle açık vaziyette olan bir hesap bulunmasının örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Sanık hakkında verilen cezanın TCK'nın 62/1 maddesine göre 1/6 oranında indirim yapılarak yeniden belirlendiği ifade edilmiştir. Kararda, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği, iddiaların eksiksiz olarak sergilendiği ve vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı belirtilmiştir. Kararın sonunda, sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenlerin yerinde görülmediği ve temyiz davasının es
16. Ceza Dairesi 2018/4630 E. , 2019/48 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62/1, 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince mahkumiyetine dair istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Tanıkların aşamalarda değişmeyen ve ayrıntı içeren istikrarlı beyanları ile tüm dosya kapsamı gözetilerek diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, sanığa ait gsm numarası vasıtasıyla bylock kullandığını bildiren ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi ve sanık adına kayıtlı adsl hattı ile başka bir kişiye ait gsm numarası vasıtasıyla kullanıldığı tespit edilen bylock hesabına ilişkin tespit ve değerlendirme tutanağının dosya kapsamıyla uyumlu olmayacak şekilde sanığa ait olduğunun değerlendirilmesi ve BDDK’nın 29.05.2015 tarihli kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen ve 22 Temmuz 2016 tarihli kararı ile de 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 107. maddesinin son fıkrası gereğince faaliyet izni kaldırılıncaya kadar yasal bankacılık faaliyetlerine devam eden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı Asya Katılım Bankası AŞ"de herhangi bir işlem yapıldığına dair tespite rastlanmadığı halde, sanık adına açılmış ve inceleme tarihi itibariyle açık vaziyette olan bir hesap bulunmasının örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceğinin gözetilmemesi sonuca etkili bulunmamış, Sanık hakkında tayin olunan 7 yıl 15 ay hapis cezasından TCK"nın 62/1 maddesine göre 1/6 oranında indirim yapılırken 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası yerine yazılı şekilde 5 yıl 22 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK"nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 14.01.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.