9. Ceza Dairesi Esas No: 2013/16881 Karar No: 2014/570 Karar Tarihi: 16.01.2014
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/16881 Esas 2014/570 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ardahan Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davanın kararı okunmuştur. Sanık, kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmak suçundan yargılanmıştır. Ancak, sanığın eylemi resmi bir belge düzenlemesi gerektirmediği için 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme kararında, TCK'nın 268. maddesiyle ilgili olarak kamu görevlisine karşı başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eylemi 206. madde kapsamında değerlendirileceği vurgulanmıştır. Kararda ayrıca sanık hakkında uygulanan kanun maddesi yanlış olduğu ve bu nedenle hüküm BOZULMASINA karar verilmiştir. Kanun maddeleri; TCK 268. madde (Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçu), TCK 206. madde (Resmi belge düzenleme suçu), 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesi (Kimliği yanlış bildirme kabahati).
9. Ceza Dairesi 2013/16881 E. , 2014/570 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2012/31326 Mahkemesi : Ardahan Asliye Ceza Mahkemesi Tarihi : 23.11.2011 Numarası : 2010/327 - 2011/432 Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- TCK"nın İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK"nın 268. maddesinde öngörülen, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği, bunun dışında resmi belgenin düzenlenmesi gereken durumlarda resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine karşı başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eyleminin ise TCK"nın 206. maddesine uyan suçu oluşturacağı, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını gerektiren işlenmiş bir suç bulunmayan veya resmi bir belgenin düzenlenmesini de gerektirmeyen hallerde görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişinin eyleminin ise 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40. maddesine aykırılık olarak değerlendirileceği; Somut olayda; örgüt üyesi olabileceğinden şüphelenilmesi üzerine görevli polis memurları tarafından kimliği sorulan sanığın, sabıkası ve hakkında kovuşturması devam eden davalar nedeniyle aramalar olduğu düşüncesiyle G.. G.."nun kimlik bilgilerini vermekten ibaret eyleminin; kesinleşmiş mahkumiyetinin infaz edilmiş olması, kovuşturmaları devam eden suçlardan da yakalama kararlarının daha önceden yerine getirilmiş bulunması nedeniyle olayda resmi bir belge düzenlenmesi durumunun sözkonusu olmadığının anlaşılması karşısında, sanığın fiilinin Kabahatler Kanununun 40. maddesinde yazılı kimliği yanlış bildirme kabahatini oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, TCK"nın 268. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması, 2- Kabule göre de; Mağdur G.. G.."ya ait kimlik bilgilerini kullandığı iddia ve kabul edilen sanık hakkında uygulama maddesinin TCK"nın 268/1. maddesinin yollamasıyla aynı Kanunun 267/1. maddesi yerine, anılan Kanunun 268. maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi, Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.