Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3340
Karar No: 2013/3675

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/3340 Esas 2013/3675 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, iş yerindeki feshin geçersizliği ve işe iadesi için dava açtı. Mahkeme, davacının isteğini reddetti. Davacı avukatı temyiz etti. İş sözleşmesinin tarafların anlaşmasıyla sona erdiği iddiasına rağmen, taraflar arasında geçerli bir ikale sözleşmesi olmadığı sonucuna varıldı. İş sözleşmesinin işveren tarafından geçerli bir sebebe dayalı olmaksızın feshedildiğine karar verildi ve işe iadesi için karar verildi. Kararda, iş güvencesi hükümlerinin çalışanı işverenin feshine karşı koruduğu, sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir sebeple sona ermesi halinde iş güvencesi hükümlerinin uygulanamayacağı belirtildi. Kanun maddeleri olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleri iş güvencesi hükümlerini düzenlerken, iş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık durumunda işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar veremez.
22. Hukuk Dairesi         2013/3340 E.  ,  2013/3675 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin 13.05.1997-29.03.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin her ne kadar müvekkili tarafından feshedilmiş olsa da müvekkilinin iradesinin iş sözleşmesinin feshi yönünde olmadığını, iradesinin fesada uğratıldığını, davalı işyerinin aynı tarihte 13-14 kişinin daha iş sözleşmesini feshettiğini, müvekkilinin baskı sonucu iş sözleşmesini feshettiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının 13.05.1997-31.03.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, davacının 29.03.2012 tarihli istifa dilekçesi ile iş sözleşmesinin 31.03.2012 tarihi itibarıyla sonlandırılmasını istediğini, davacıya talebi doğrultusunda kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve üç maaş tutarının ödendiğini, davacının kendi iradesi ile istifa ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.
    İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir sebeple sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
    İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması sebebiyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse kanuni tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması (makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
    Somut olayda, dosya içeriğine göre iş sözleşmesinin feshedilmesi isteğinin işverenden geldiği anlaşıldığından davacının istifa dilekçesinin gerçek bir istifa iradesini içermediği sonucuna varılmıştır. Davacıdan istifa dilekçesinin alındığı tarihte düzenlenen ibranamede üç aylık ücreti tutarında ek menfaat sağlanmış ise de davacının işyerinde geçen hizmet süresi dikkate alındığında ikalenin diğer bir deyişle iş sözleşmesinin tarafların anlaşması suretiyle sona erdirilmesine ilişkin sözleşmenin geçerliliği yönünden gerekli olan makul yarar koşulu gerçekleşmemiştir. Hal böyle olunca taraflar arasında geçerli bir ikale sözleşmesinin bulunmadığı, dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının istifa dilekçesinin gerçek bir istifa iradesini içermediği, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli bir sebebe dayalı olmaksızın feshedildiğinin kabulü gerektiğinden feshin geçersizliği ile işe iadesi yerine yazılı şekilde davanın reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve İŞE İADESİNE,
    3-Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının fesih sebebi ve kıdemi dikkate alınarak beş aylık ücreti olarak belirlenmesine,
    4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,
    5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
    7-Davacı tarafından yapılan 204,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 25.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi