5. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/21389 Karar No: 2016/11170 Karar Tarihi: 02.06.2016
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/21389 Esas 2016/11170 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2015/21389 E. , 2016/11170 K. "İçtihat Metni"
TARİHİ : 26/05/2015
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare ile bir kısım davalılar vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare, davalılardan R.. Y.. ve A.. T.. vd. birkısım davalılar vekillerince ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirleyen 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bilirkişi raporunda, emsal alınan taşınmazın satış evrakına göre 2602/7813 hissenin 1301/15626 payının satışı olup, bilirkişi kurulunca taşınmazın tamamından 1301/15626" lık hissesinin satışının yapıldığı kabul edilmiş olduğundan kısmen hisse satışının gerçeği yansıtmayabileceğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve belediye, adliye, hükümet konağı, okul, hastane gibi yerlere olan mesafesini de gösterir krokisi fen bilirkişisine işaretlettirilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare ve davalılardan R.. Y.. ve A.. T.. vd. birkısım davalılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 02/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.