22. Hukuk Dairesi 2012/22280 E. , 2013/3659 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 10.04.2002 yılından bu yana davalı işletmede forklift ve kepçe operatörü olarak çalıştığını, davacının toplu iş sözleşmesinden faydalandığını, davacı müvekkili ile yaklaşık yüzyirmi işçinin iş sözleşmesinin davalı tarafından askıya alındığını, bu işçilerin bir süre sonra davalı tarafından çağırılmaya başlandığını, ancak yirmi işçinin iş sözleşmesinin askıda oluğunu, işçilerin işe çağrılma şekline uyulmadığını, daha az kıdemli ve verimli olmalarına rağmen bir kısım işçilerin işe çağırıldığını, askı hali sona erdirilip işe çağırılan işçilerin davacıdan daha az kıdemli işçiler olduğunu,davacının iş sözleşmesinin askı halinin sona erdirilmesi için davalı işyerine ihtarname çektiğini, tebliğine rağmen cevap verilmediğini, davalı işyerinin zımmen eylemli olarak davacının iş sözleşmesini feshettiğini, bu sebeplerle kıdem tazminatı,ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağının davalıdan tahsili talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, davacı işçinin iş sözleşmesinin askıya alınan yüzyirmi üç işçiden biri olduğunu, davacının forklift kepçe operatörü olarak çalıştığını, ihtiyaç duyulan bölüme göre işçilerin işe çağırılmaya başlandığını, bunun toplu iş sözleşmesine uygun olarak yapıldığını, çağırılan işçilerden hiçbirinin forklift kepçe operatörü olmadığını, davacının sendikal sebeplerle işe çağırılmadığı iddiasının doğru olmadığını, tüm askıdaki işçilerin işe çağırıldığını ancak davacının iş sözleşmesini haksız olarak feshettiği için işe başlamadığını, toplu iş sözleşmesinde bahsedildiği gibi üç günlük bir sürenin olmadığını, toplu iş sözleşmesi 60. maddeye göre dört ay içinde işe davet edilmeyen işçilerin müracaat etmeleri halinde iş sözleşmelerinin işverence feshedilmiş sayılacağının belirtildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Mahkemece, davacının mevsimlik işçi olduğunu ileri sürerek uyuşmazlığın bu kapsamda çözümlenmesi gerektiğini istediğini, işçinin iş sözleşmesinin askıya alındığı tarihten itibaren dört ay süre geçmesi gerektiği, oysa ki davacı işçinin iş bu davayı iş sözleşmesinin askıya alınmasından sonraki dört aylık süre dolmadan açtığı, bu sebeple iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmiş gibi hak talebinde bulunamayacağını, ancak işçinin iş sözleşmesinden doğan maddi haklarının ödenmemesinin haklı fesih sebebi olarak sayıldığı, bunun yanında işçinin iş sözleşmesinin askıya alınmasında toplu iş sözleşmesinden doğan haklarının ihlalinin de sonuç itibarı ile işçi açısından gelir kaybı doğuracak olması sebebiyle işçi açısından haklı fesih sebebi oluşturduğunu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında davacının davalı işyerinde mevsimlik işçi statüsünde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin 60. maddesinde davacı ve aynı durumda olanları mevsimlik işçi olarak nitelendirdikleri ve bu işçilerin işe çağırılma usul ve esaslarının düzenlendiği görülmektedir. Toplu iş sözleşmesinin söz konusu hükmüne göre mevsimlik işçilerin işe çağırılması hususunda işverene dört aylık bir süre tanınmıştır.Buna göre işveren mevsimlik işçi statüsünde çalışmaları nedeniyle iş sözleşmelerini askıya alınmış olan işçilerin dört aylık süre içerisinde ve bu dört ay doluncaya kadar her zaman çağırma imkanına sahiptir.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi 04.05.2011 tarihinde askıya alındığı, davanın ise toplu iş sözleşmesinde işverene tanınmış olan dört aylık süre dolmadan 02.08.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. İşverenin davacıyı işe çağırıp çağırmayacağı ancak dört aylık sürenin dolmasından sonra belli olabilir. Bu süre dolmadan askıda olan iş sözleşmesinin feshinden söz edilemeyeceğinden davacının feshe bağlı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken belirtilen yönler dikkate alınmadan yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.