13. Hukuk Dairesi 2018/6140 E. , 2018/12799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalıların murislerinden olan vekalet ücreti alacağına ilişkin ... 9. İcra Müdürlüğü"nün 2014/23783 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, kamu hizmeti sunan avukat satıcı ve sağlayıcı olarak kabul edilemeyeceğinden taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olmadığı gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştİr.
Dava, vekalet ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada davacılar, davalıların murislerinden olan vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Somut uyuşmazlıkta davacılar, vermiş oldukları hizmetin mesleki ve ticari amaçlı olması nedeniyle sağlayıcı, davalı taraf ise tüketici vasfındadır. Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalmakta olup, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Kaldı ki dosyada, mahkemece daha önce bir kısım davalıların ikametgahı ...’de bulunduğundan ve yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmadığından bahisle davanın usulden reddine dair verilen kararın davacılar tarafından temyizi üzerine dairemizin 2017/8596 esas, 2017/10956 karar sayılı ilamı ile, davaya konu alacağın para alacağına ilişkin olması nedeniyle davacıların ikametgah mahkemelerinin de yetkili olduğu belirtildikten sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, davanın esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.