16. Hukuk Dairesi 2016/11415 E. , 2019/7089 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 143 ada 6 parsel sayılı 216,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak ... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmış, bilahare ise miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., dava konusu taşınmazın müşterek muris ...’dan intikal ettiğini ve terekenin taksim edilmediğini ileri sürerek, miras payı oranında adına tescilini istemiş; davalı taraf ise, çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiğini, murisin taşınmazlarını sağlığında paylaştırdığını, çekişmeli taşınmazın da bu paylaşım sonucunda kendisine düştüğünü savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Buna göre, taşınmazın müşterek muris ...’dan kaldığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki ihtilaf, muris ...’ın sağlığında mirasçılarına dava konusu taşınmazı paylaştırıp paylaştırmadığı, paylaştırma ile zilyetliğin devredilip devredilmediği ya da müşterek muris ... öldükten sonra çekişmeli taşınmazın mirasçılar arasında usulüne uygun şekilde taksime konu edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, kök murisin paylaştırma iradesi olduğu ve tarafların da bu hususu benimsedikleri gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, taraflar arasındaki nizayı çözmek için yetersiz ve soyut kalmakta olup, ayrıca birbiri ile de çelişmektedir. Çekişmeli taşınmazın, kimden kime ve ne suretle intikal ettiği, kimin hangi sebeple zilyet olduğu kesin olarak belirlenmediği halde, mahkemece paylaşım yapıldığının kabul edilmesi hatalı olmuştur. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde, doğru sonuca ulaşabilmek için, mahkemece, tarafların ortak miras bırakanı ...’ın ölüm gününde terekesine dahil olan tüm taşınmaz mallar ile diğer mirasçıların kullanımındaki taşınmazlar belirlenip, kadastro tutanaklarının örnekleri dosya içine getirtilerek dosya tamamlandıktan sonra, taşınmazın bulunduğu yerde, çekişmeli taşınmazı iyi bilen, yaşlı, tarafsız, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılarak, dava konusu muris ... tarafından sağlığında taşınmazlarını paylaştırarak mirasçılarına verip vermediği, başka bir ifade ile bağışlayarak zilyetliğini devretmiş olup olmadığı, buna göre de davaya konu taşınmazların, murisin sağlığında davalı tarafa geçmiş olup olmadığı, bu şekilde muris tarafından zilyetlik devredilmemiş ise murisin ölümünden sonra terekesinin tüm mirasçıların katılımı ile yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim varsa her bir mirasçının payına hangi taşınmazların düştüğü, kadastro sırasında kimler adına tespit edildikleri, taşınmazların ne zamandan beri, kim tarafından ve hangi sıfatla kullanıldıkları, tarafların kullanımının kendi adlarına mı, yoksa tüm mirasçılar adına mı olduğu, zilyetliğinin devredilip devredilmediği, devredilmiş ise ne zaman devredildiği hususlarında somut olaylara dayalı olarak bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri ile önceki keşif beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde, gerekirse yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı, varsa diğer mirasçılara taksimen düşen taşınmazların tutanakları ve tapu kayıtları da getirtilerek beyanlar denetlenmeli, paylaşmanın geçerliliği yönünden eşitliğin kural olmadığı göz önünde tutulmalı; bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.