Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/7105 Esas 2010/2427 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/7105
Karar No: 2010/2427
Karar Tarihi: 10.05.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/7105 Esas 2010/2427 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, kadastro öncesi hukuki nedenlere dayanarak 104 parsel numaralı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasının iptal edilmesini ve üzerine tapunun tescil edilmesini istemiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi, geçen hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili, vekalet ücreti yönünden davalı Hazine vekili tarafından temyiz etmiştir. Yargıtay, davacının itirazını reddederek kararı onamış ancak avukatlık ücreti konusunda davalı Hazine yararına takdir edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi: Bu kanun uyarınca yapılan tesciller ile ilgili davalarda 10 yıllık hak düşürücü süresi bulunmaktadır.

8. Hukuk Dairesi 2009/7105 E. , 2010/2427 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mera sınırlandırılmasının iptali ve tescil

... ile Hazine ve ...Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasının reddine dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 30.07.2008 gün ve 130/716 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı Hazine vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K ARAR

Davacı, kadastrodan önceki hukuki nedene dayanarak dava konusu 104 parsel sayılı taşınmazın mera olarak yapılan sınırlandırmasının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm esas bakımından davacı vekili, vekalet ücreti yönünden davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 104 parsele ait tutanak 7.12.1983 tarihinde kesinleşmiştir. İncelenmekte olan bu dava ise, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 31.1.2008 tarihinde açılmıştır. Anılan maddedeki 10 yıllık hak düşürücü süre olumsuz dava koşulu olup, tüm def’i ve itirazlardan önce nazara alınır. Davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün esasına ilişkin bölümünün ONANMASINA,
Davalı Hazine vekilinin avukatlık ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davalı Hazine, 18.6.2008 tarihli yargılama oturumunda avukat marifetiyle temsil edilmiştir. Bu bakımdan dava değeri üzerinden davalı Hazine yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekirken; 18.06.2008 günlü oturum zaptı gözardı edilerek yazılı gerekçeyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kabulüyle hükmün bu bölümünün davalı Hazine yararına HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15,60 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,55 TL’nın temyiz eden davacıdan alınmasına 10.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.