11. Ceza Dairesi 2019/4068 E. , 2019/5930 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 02.05.2019 tarihli ve 2019/3882 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 08.05.2019 tarihli ve KYB-2019/47790 sayılı ihbarname ile;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu"na muhalefet suçundan sanık ..."nin, aynı Kanun"un 359/a-2 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddeleri uyarınca 15 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun"un 51. maddesi uyarınca cezanın ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2014 tarihli ve 2010/345 esas, 2014/405 sayılı kararını müteakip, adı geçen hükümlünün talebi üzerine memnu hakların iadesine ilişkin Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2018 tarihli ve 2010/345 esas, 2014/405 sayılı ek kararının "1-Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2014 tarihli ve 2010/345 esas, 2014/405 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Mahkemesince sanık hakkında kamu zararını gidermediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 26/12/2018 tarihli ve 2017/8151 esas, 2018/11076 sayılı ilamında yer alan "Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/02/2009 tarih ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nin 231/6-c. maddesinde belirtilen zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, zarar değil, tehlike suçu olan defter ve belge ibraz etmeme suçunda bu anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği gözetilmeden.." şeklindeki açıklamalar karşısında, sanığın üzerine atılı defter ve belgeleri ibraz etmeme eyleminde somut bir zarardan söz edilemeyeceği cihetle, suç tarihinde engel adli sicil kaydı bulunmayan ve 5237 sayılı Kanun"un 51. maddesi gereğince erteleme kararı verilen sanık hakkında, 5271 sayılı Kanun"un aradığı objektif ve subjektif şartlar tartışılmadan, kamu zararının giderilmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde,
2- Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2018 tarihli ve 2010/345 esas, 2014/405 sayılı ek kararı yönünden yapılan incelemede;
Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesince hükümlünün talebinin kabulü ile memnu hakların iadesine karar verilmiş ise de, yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karara dayanak teşkil eden 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan ""5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir."" şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olmasının gerekmesi karşısında, hükümlünün mahkum olduğu 15 ay hapis cezasının 20/05/2016 tarihinde infaz edildiği cihetle, yasaklanmış hakların iadesine ilişkin kararın verildiği 07/03/2018 tarihinde 3 yıllık sürenin dolmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden" bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 10.04.2014 tarihli 2010/345 Esas ve 2014/405 sayılı kararına ilişkin (1) no‘lu kanun yararına bozma talebine yönelik olarak yapılan incelemede:
İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki (1) no‘lu düşünce yerinde görüldüğünden, sanığın “defter ve belgeleri ibraz etmeme“ suçundan mahkûmiyetine ilişkin Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 10.04.2014 tarihli 2010/345 Esas ve 2014/405 sayılı kararının CMK"nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
2- Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 07.03.2018 tarihli 2010/345 Esas ve 2014/405 sayılı ek kararına ilişkin (2) no‘lu kanun yararına bozma talebine yönelik olarak yapılan incelemede:
İncelenen dosya içeriğine göre; yasaklanmış hakların geri verilmesi kurumu, yitirilen hak ve ehliyetlerin, koşullarının gerçekleşmesi halinde iyi halli hükümlüye yargı yolu ile geri verilmesini sağlamaktadır. Bu kurum yoluyla ister Türk Ceza Kanunu"ndan, isterse özel bir yasadan kaynaklansın, "kamu hizmetlerinden yasaklanma", "memuriyetten mahrumiyet", "seçme ve seçilme hakkından yoksun kılınma", "yasal kısıtlılık altında bulundurulma" gibi gerek bir mahkûmiyetin doğal sonucu, gerekse ceza şeklinde hükmedilen her nevi ehliyetsizliklerin bertaraf edilmesine hukukumuzda bir engel bulunmamaktadır. 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu"na 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun"un 38. maddesi ile eklenen 13/A maddesinin 1. fıkrasındaki; "5237 sayılı Türk Ceza Kanun"u dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir" hükmü gereğince, hükümlülük kararında açıkça belirtilmese bile, mahkûmiyetin doğal sonucu olarak yasaklanan hakların yukarıda bahsedilen maddenin birinci fıkrasındaki koşulların bulunduğuna mahkemece kanaat getirilmesi halinde iadesine karar verilebilir.
"Yasaklanmış hakların geri verilmesi" başlığını taşıyan 5352 sayılı Kanun"un 13/A maddesinde yer alan:
"(1)5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanunu"nun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a)Mahkum olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b)Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.
(2)Mahkum olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukuki nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkum olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.
(3)Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgahının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.
(4)Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet Savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
(5)Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanunu"nda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir.
(6)Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adli sicil arşivine kaydedilir.
(7)Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır." şeklindeki düzenlemeler karşısında, Mahkemece yasaklanmış hakların geri verilmesine karar verilebilmesi için, diğer şartlar ile birlikte mahkûm olunan cezasının infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması gereklidir.
Somut olayda, Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 10.04.2014 tarihli 2010/345 Esas ve 2014/405 Karar sayılı ilamı ile “defter ve belgeleri ibraz etmeme“ suçundan, 213 sayılı VUK‘nin 359/a-2 ve 5237 sayılı TCK‘nin 62. maddeleri gereğince 15 ay hapis cezasına mahkûm edilen ve bu cezası TCK‘nin 51. maddesi uyarınca ertelenerek hakkında 2 yıl denetim süresi belirlenen sanık hakkında verilen kararın, “20.05.2014“ tarihinde kesinleştiği, TCK‘nin 51/8. maddesi gereğince erteli mahkûmiyet hükmünün denetim süresinin sonu olan “20.05.2016“ tarihinde infaz edilmiş sayılacağı ve bu itibarla 5352 sayılı Kanun‘un 13/A. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen 3 yıllık sürenin de “20.05.2019“ tarihinde dolması nedeniyle, yasaklanmış hakların iadesi talebinin kabulüne ilişkin ek kararın verildiği “07.03.2018“ tarihinde 3 yıllık yasal sürenin dolmamış olduğu anlaşılmakla, Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 07.03.2018 tarihli 2010/345 Esas ve 2014/405 sayılı ek kararının CMK"nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 04.07.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.