Esas No: 2021/7580
Karar No: 2022/1371
Karar Tarihi: 23.03.2022
Danıştay 12. Daire 2021/7580 Esas 2022/1371 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2021/7580 E. , 2022/1371 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/7580
Karar No : 2022/1371
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Hava Kuvvetleri Komutanlığında hava pilot binbaşı olarak görev yapmakta iken, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı hareketlerde bulunduğundan bahisle hakkında ayırma işlemi tesis edilen davacının, bu işlemin iptali istemiyle açtığı davanın reddi yolundaki Askeri Yüksek İdare Mahkemesi … Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan 2255/13 sayılı başvuru sebebiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 9. maddesi kapsamında yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılması, ayırma işleminin iptali ile yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; davacı tarafından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan … sayılı başvuru hakkında verilen 30/03/2018 tarihli kararda; başvuranın, 7103 sayılı Kanun ile getirilen yeniden yargılanma imkanından faydalanması gerektiği, dolayısıyla iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verildiği ve davacının 2577 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 9. madde uyarınca süresinde yargılanmanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, bu itibarla yeniden yargılama koşulunun oluştuğu belirtilerek, uyuşmazlığın esasının incelenmesine geçildiği; kamu görevlilerinin mesleki yaşamlarıyla da bütünleşen bazı özel hayat unsurları açısından sınırlamalara tabi tutulabilecekleri açık olduğundan, davacının özel hayatına ilişkin tutum ve eylemlerinin mesleki hayatı üzerindeki etkileri ile anılan eylemlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinin işleyişi üzerindeki tesirinin dikkate alınması gerektiği; davacının tutum ve davranışlarının askerlik mesleğinin itibarını zedeleyecek ve mesleki risk oluşturacak nitelikte bulunduğu ve bu fiillerine karşılık idarece uygulanan yaptırımın ölçülülük ilkesine uygun olduğu; bu durumda, davacının eylemlerinin özel hayatı aşarak mesleki anlamda olumsuz etkileri olduğundan ve Türk Silâhlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak boyuta ulaştığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İfadesinin ve tanık ifadelerinin hukuka aykırı biçimde mülakat adı altında ve istihbarat personelince 4 saatlik baskı sonucu alındığı, özel hayatının gizliliği ilkesinin çiğnendiği, kendisinden habersiz bir şekilde bilgisayarından görüntülerin alındığı ve medyaya servis edildiği, görüntülerin kaldırılması için yoğun çaba sarf ettiği, bu bilgi, belge ve fotoğrafların hukuk dışı bir şekilde ele geçirilmesinin ve kullanılmasının FETÖ'nün artık herkesçe bilinen bir yöntemi olduğu belirterek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Anayasa’nın 20. maddesinde, herkesin özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu ve özel hayatın gizliliğine dokunulamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. "Özel hayat"; gerek özel hukukta ve gerekse kamu hukukunda, kişinin girilmesine ya da müdahale edilmesine açık veya zımni rızasının olup olmadığı yönünden hukuki denetime tabi olup, özellikle, kişinin bire bir özel (sır) yaşam alanını, gizli tutmak istediği, bir başka kişi ya da kişilerin bilmesini istemediği konuları içermektedir. Bu itibarla, hukuken çok sıkı biçimde korunan, dokunulamayan bu alana idari makamlarca doğrudan müdahale edilmesi veya bu alanı sınırlayıcı idari yaptırım kararlarının uygulanması imkanı bulunmamaktadır.
Sicil yoluyla ayırma işlemine yol açan idari tahkikat sürecinden, TSK’dan ayırma kararından ve Mahkeme kararlarından anlaşıldığı üzere, başvuruya konu süreçte özellikle başvurucunun özel hayatı kapsamındaki davranış ve ilişkileri belirleyici olmuştur. Bu şartlar altında özel yaşamına ait unsurlar gerekçe gösterilerek verilen ayırma kararının, başvurucunun özel hayatın gizliliği hakkına bir müdahale oluşturduğu açıktır. (Ata Türkeri, B. No:2013/6057, 16/12/2015) Bu müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen sınırlamalara ve elde edilmek istenen meşru amaca uygun olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; … Hava Kuvvetleri Komutanlığında hava pilot binbaşı olarak görev yapan davacının, genel sicil ortalamasının mükemmele yakın "çok iyi" seviyede olduğu, sıralı sicil üstleri tarafından hakkında menfi kanaat belirtilmediği gibi değişik tarihlerde ilave müspet kanaatler belirtildiği, meslek hayatı boyunca 4 kez şerit rozet, 2 kez üstün hizmet ödülü ve 70 kez takdirname ile taltif edildiği, bankacı bir kadınla olan ilişkilerine ait görüntülerin şahsi bilgisayarından izinsiz ve hukuka aykırı olarak alındığı, kız arkadaşıyla çektirdiği yarı açık fotoğrafların Almanya'da olduğu belirlenen bir servis sağlayıcı üzerinden montajlanarak sosyal medyaya yüklendiği ve üst komutanlar dahil yaklaşık beş yüze yakın TSK personeline ve basın mensuplarına mail atıldığı, söz konusu görüntülerde davacıya hakaret içeren yazıların bulunduğu, davacının mülakat adı altında sorguya alındığı, sorguya alan kişilerin isim ve sicillerinin karartıldığı, dolayısıyla kimler tarafından ifadesinin alındığının denetlenemediği, dört saatlik sorgulama sonucunda alınan ifadesi kendisine okutulmadan imzalatıldığı, sorgu esnasında kendisine internet ortamında dolaşan fotoğrafların gösterildiği, boşanmış olmasına rağmen evliliğiyle ve özel yaşamıyla ilgili sorular sorulduğu, genç personeli birden fazla kadınla birlikte olmaya teşvik ettiği iddiasıyla ilgili dosyada sadece iki tanık ifadesinin bulunduğu, bunun dışında herhangi bir somut bilgi belge bulunmadığı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı hareketlerde bulunduğundan bahisle hakkında tesis edilen ayırma işleminin iptali istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacı hakkında tesis edilen işlem, ölçülü ve orantılı olmadığı gibi özel hayatın sınırlarını aşmaktadır. Hukuka aykırı olarak elde edilen görüntülerin yayılmasına herhangi bir dahili bulunmayan davacının görüntülerin kaldırılması için yoğun çaba içinde olması ve görüntülerin davacıya hakaret içermesi de eylemin kasıt içerdiğini göstermektedir. Ayrıca, kendisine hakkında soruşturma yapıldığı bilgisinin verilmemesi ve kendisini savunma hakkı kısıtlanarak mülakat adı altında özel hayatına ilişkin soruların sorulması ve ifadeyi alanların kimliğinin bilinmemesinin soruşturma usullerine uyulmadığını göstermesi karşısında, davacının temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek, işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/03/2022 tarihinde, oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Anayasa’nın 20. maddesinde, herkesin özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahip olduğu ve özel hayatın gizliliğine dokunulamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. "Özel hayat"; gerek özel hukukta ve gerekse kamu hukukunda, kişinin girilmesine ya da müdahale edilmesine açık veya zımni rızasının olup olmadığı yönünden hukuki denetime tabi olup, özellikle, kişinin bire bir özel (sır) yaşam alanını, gizli tutmak istediği, bir başka kişi ya da kişilerin bilmesini istemediği konuları içermektedir. Bu itibarla, hukuken çok sıkı biçimde korunan, dokunulamayan bu alana idari makamlarca doğrudan müdahale edilmesi veya bu alanı sınırlayıcı idari yaptırım kararlarının uygulanması imkanı bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; ... Hava Kuvvetleri Komutanlığında hava pilot binbaşı olarak görev yapan davacının, genel sicil ortalamasının mükemmele yakın "çok iyi" seviyede olduğu, sıralı sicil üstleri tarafından hakkında menfi kanaat belirtilmediği gibi değişik tarihlerde ilave müspet kanaatler belirtildiği, meslek hayatı boyunca 4 kez şerit rozet, 2 kez üstün hizmet ödülü ve 70 kez takdirname ile taltif edildiği, bankacı bir kadınla olan ilişkilerine ait görüntülerin şahsi bilgisayarından izinsiz ve hukuka aykırı olarak alındığı, kız arkadaşıyla çektirdiği yarı açık fotoğrafların Almanya'da olduğu belirlenen bir servis sağlayıcı üzerinden montajlanarak sosyal medyaya yüklendiği ve üst komutanlar dahil yaklaşık beş yüze yakın TSK personeline ve basın mensuplarına mail atıldığı, söz konusu görüntülerde davacıya hakaret içeren yazıların bulunduğu, davacının mülakat adı altında sorguya alındığı, sorguya alan kişilerin isim ve sicillerinin karartıldığı, dolayısıyla kimler tarafından ifadesinin alındığının denetlenemediği, dört saatlik sorgulama sonucunda alınan ifadesi kendisine okutulmadan imzalatıldığı, sorgu esnasında kendisine internet ortamında dolaşan fotoğrafların gösterildiği, boşanmış olmasına rağmen evliliğiyle ve özel yaşamıyla ilgili sorular sorulduğu, genç personeli birden fazla kadınla birlikte olmaya teşvik ettiği iddiasıyla ilgili dosyada sadece iki tanık ifadesinin bulunduğu, bunun dışında herhangi bir somut bilgi belge bulunmadığı, buna rağmen, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak nitelikte ahlak dışı hareketlerde bulunduğundan bahisle, 926 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (c) bendi uyarınca, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılması yolunda işlem tesis edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; davacının özel hayatına ilişkin görüntülerin hukuka aykırı olarak elde edildiği ve davacının izni/bilgisi dışında yayıldığı açık olduğu gibi özel hayatının mesleğine yansıdığını, disiplinsizlik ve ahlaki zaafiyet olarak değerlendirilmesini gerektiren somut bir tespit bulunmadığından, ayrıca hakkında soruşturma yapıldığı bilgisi ve kendisini savunma hakkı tanınmadan, mülakat adı altında özel hayatına ilişkin sorular sorulduğundan, usulüne uygun bir soruşturma yapıldığından da söz edilemeyeceğinden, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.