10. Hukuk Dairesi 2019/1069 E. , 2020/1346 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
Dava, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, davalı ...’ın yaşlılık aylığı almakta iken, İstanbul Halk Sağlığı Merkezinde çalıştığının tespiti üzerine, 5335 sayılı Kanunun 30/2 maddesi gereği davalının yaşlılık aylığının kesilerek, 22.02.2011 - 21.05.2013 tarihleri arasında davalıya yapılan yersiz aylık ödemelerinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğü’nün 2014/12711 Esas sayılı dosyasına ilişkin olarak davalı borçlu tarafından yapılan itirazın asıl alacak yönünden kabulü, faiz yönünden reddine karar vermek suretiyle kısmen iptaline, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatına yer olmadığına karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; davacı Kurum vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Davacı SGK vekili, faiz yönünden de itirazın iptaline karar verilmesi ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle, kararın bozulmasını istemiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; ... diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ... hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkûm edilir” hükmü öngörülmüştür. Buna göre, itirazın iptali davalarında tarafların talebi halinde icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde;
1)Davalı vekilinin tüm, davacı Kurumun sair temyiz itirazlarının reddine,
2)Davacı Kurum tarafından davalıya yersiz yapılan ödemelerin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yapılması üzerine davalının itirazının iptali talebiyle açılan davada, icra inkar tazminatına da hükmedilmesinin talep edilmesi ve dava konusu alacağın likid olduğunun anlaşılması karşısında davacı kurum lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince verilen karar, düzeltilerek onanmalıdır.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve davacı Kurum yönünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün 2. nolu bendinin tamamen silinerek, yerine “2-İtirazın iptali nedeniyle İ.İ.K.’nun 67/2 maddesi gereğince hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıdaki yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19/02/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.