MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali, icra-inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının ücretlerinin ödenmediğinden dolayı 02.04.2009 tarihinde iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, davalının ise bunu kendi isteğiyle işten ayrılma olarak değerlendirip kıdem tazminatını ödemediğini, ödenmeyen maaş alacakları için yapılan icra takibine davalı tarafından yetki ve borca itiraz edildiğini, takip yetkili icra dairesine gönderildiğini, kıdem tazminatının ise halen ödenmediğini belirterek, kıdem tazminatının tahsiline; birleştirilen davadaki dava dilekçesiyle de, ödenmeyen maaş alacakları için Beykoz İcra Müdürlüğü"nün 2009/5849 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçlunun buna itiraz ettiğini, davalının kötü niyetli olarak ve zaman kazanmak amacıyla itiraz ettiğini beyanla, davalının itirazlarının iptaline ve takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Ücret alacaklarında uygulanması gereken faiz başlangıcı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Ücret alacağı bakımından faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmelidir. Ancak, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça bir ödeme günü kararlaştırıldığında, belirlenen ödeme tarihi sonrasında faiz işlemeye başlar.
Somut olayda, 20.681,00 TL asıl alacak (2009 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayı maaşları) ile 2.925,00 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 23.606,00 TL ücret alacağı ve faizinin takipten itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tahsili için davacı tarafından davalı işveren aleyhine 05.11.2009 tarihinde icra takibi başlatılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ücret alacakları bakımından 4857 sayılı İş Kanunu gereği her ücretin doğduğu tarihten itibaren en yüksek banka mevduat faizinin uygulanması gerektiği, ancak taleple bağlı kalınarak fesih tarihinden başlamak üzere takip tarihine kadar olan süre için yıllık %24,25 oranındaki mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplama yapıldığı belirtilerek, ücret alacağı için fesih tarihinden itibaren faiz hesaplanmıştır. Ancak, davacının ücret alacağı konusunda davalı tarafı icra takibinden önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosya içerisinde bir belge bulunmadığı gibi, davacının iş sözleşmesi ile Toplu İş Sözleşmesi de bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece, davacının iş sözleşmesi ile varsa toplu iş sözleşmesinin celbi ile söz konusu sözleşmelerde, açıkça bir ödeme günü belirtilip belirtilmediğinin saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde işlemiş faize ilişkin takibin devamına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.