Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/8104
Karar No: 2022/1598
Karar Tarihi: 23.03.2022

Danıştay 10. Daire 2019/8104 Esas 2022/1598 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2019/8104 E.  ,  2022/1598 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/8104
    Karar No : 2022/1598

    KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
    İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
    2- …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının gerekçeli olarak onanmasına dair Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 27/12/2018 tarih ve E:2013/9450, K:2018/8545 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca davalı idare tarafından düzeltilmesi istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacılardan …'ın 13/09/2009 tarihinde Malatya Devlet Hastanesi'nde gerçekleştirdiği normal doğum eylemi sonrasında oluşan fistül gelişiminde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı iddia edilen 12.000,00 TL maddi, 28.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E…, K:… sayılı kararıyla; olayda hizmet kusurunun olup olmadığının tespiti maksadıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderildiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen 28/12/2011 tarihli raporda, "davacının Malatya Devlet Hastanesine miadında ağrılı gebe olarak başvurduğu, epizyotomi açılarak normal doğum ile ebe tarafından bir bebek doğurtulduğu, açılan epizyotominin ebe tarafından onarıldığı, mevcut tıbbi belgelere göre normal vajinal doğum kararının doğru olduğu, ebenin normal doğum yaptırabileceği, epizyotomi açıp onarabileceği, tüm normal doğumlarda rektum zedelenmesi ve fistülün komplikasyon olarak gelişebileceği, idare ve sağlık personeline kusur atfedilemeyeceği" yönünde görüş verildiği, buna göre idare ve sağlık personeline kusur atfedilemeyeceği sonucuna varıldığı, bununla birlikte Malatya Beydağı Devlet Hastanesine müracaat eden davacının daha ileri bir merkezde doğumunun uygun olacağı düşüncesi ile Malatya Devlet Hastanesine sevk edilmesine karar verildiği halde, buradaki doğumda doktor bulundurulmaması ve doğumun tamamen ebelerin kontrolüne bırakılması nedeniyle davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, ancak davacılar tarafından uğranılan maddi zarar kanıtlanamadığından maddi tazminat isteminin reddi gerektiği, manevi tazminat istemi yönünden ise, fistül gelişimin her normal doğumda nadir de olsa %03-6 oranında görüldüğü, doğumun ebe yerine doktor tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda bu komplikasyonun ortaya çıkma ihtimalinin daha düşük olabileceği, doğumu doktorun yaptırması halinde bu komplikasyonun oluşmayabileceği, bu nedenle davacıların bu olay dolayısıyla aşırı acı ve elem duydukları, diğer yandan davacıda meydana gelen fistül gelişimi ile davalı idarenin yaptırdığı doğum eylemi arasında illiyet bağı bulunduğu, oluşan fistül gelişimin giderilmesi amacıyla davacının iki defa ameliyat olmasının da davacının manevi açıdan zarar görmesine neden olduğu gerekçesiyle 24.000,00 TL manevi tazminat isteminin kabulü ile bu miktarın davacılara ödenmesine, 4.000,00 TL manevi tazminat ile 12.000,00 TL maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince; olayda idarenin hizmet kusuru bulunmadığı, bununla birlikte davacıların sevk edildikleri bir üst basamak sağlık kuruluşunda doğumun uzman doktor tarafından gerçekleştirileceği yönünde bir beklenti içine girdikleri, doğumun ebeler tarafından yaptırılmasının bu nedenle davacılarda sağlık hizmetinin gereği gibi işletilmediği şeklinde şüphe, endişe ve üzüntüye yol açtığı, manevi tazminat isteminin bu gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, bir başka gerekçeyle manevi tazminatın kısmen kabulü yolundaki Mahkeme kararı sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunmuş ve kararın gerekçeli onanmasına karar verilmiştir.

    KARAR DÜZELTME
    TALEP_EDENİN_İDDİALARI: Davalı idare tarafından, olayda hizmet kusurunun bulunmadığı, bu hususun olayla ilgili olarak düzenlenen bilirkişi raporunda da sabit olduğu ileri sürülerek Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Kararın düzeltmesi isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 27/12/2018 tarih ve E:2013/9450, K:2018/8545 sayılı kararı kaldırılarak davalı idarenin temyiz istemi yeniden incelendi:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Davacı … bebek hareketlerinde azalma şikayeti ile 10/09/2009 tarihinde Malatya Beydağı Devlet Hastanesi'ne müracaat etmiş, kadın doğum servisine yatırılmış, NST takibine alınmıştır.
    Doğum sancılarında artma tespit edilen davacı ambulans ile 13/09/2009 tarihinde 12.40'ta Malatya Devlet Hastanesi'ne sevk edilmiştir.
    Malatya Devlet Hastanesi'nde 12.45'te doktor tarafından yapılan muayenesinin ardından 13/09/2009 tarihinde 14.30'da ebe eşliğinde normal yolla epizotomi ile sağlıklı bir kız bebek dünyaya getirmiştir. Epizyotomi tamiri ebeler tarafından yapılmış ve davacı 15/09/2009 tarihinde taburcu edilmiştir.
    Davacı, doğumdan on gün sonra 23/09/2009 tarihinde İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'ne müracaat etmiş, burada Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı tarafından yapılan muayenede "sağ medyolateralden rektuma kadar uzanan, vajen sağ yan duvarda yer yer açık olan epizyotomi hattı, rektumda birkaç tane submukozada sütür palpasyonla görüldü" notu ile "duphalac+oturma banyosu+genel cerrahi konsültasyonu+10 gün sonra jinekoloji polikliniği kontrolü" önerilerek gönderilmiştir.
    Davacı doğumdan yaklaşık altı ay sonra 26/02/2010 tarihinde gaz ve gaita tutamama şikayetleri ile Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kliniğine müracat etmiş, bu merkezde "kronik anal fissür (derin makat çatlağı)" tanısı konularak "fissürektomi (çatlak olan bölümü çıkarma)" işlemi yapılmış, aynı gün taburcu edilmiştir.
    Davacılar tarafından, 18/01/2010 tarihinde, davalı idareye başvurularak tazminat isteminde bulunulmuş, davalı idarenin … tarih ve … sayılı ön kararı ile istemin reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.
    Dava devam ederken davacının Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kliniğine 18/01/2012 tarihinde anal inkontinans (anal sifinkter kontrolünde azalma) tanısı ile yatışı ve ameliyatı (onarım) yapıldıktan sonra 30/01/2012 tarihinde taburcu edildiği anlaşılmaktadır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
    Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları doğrudan zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davaları olup, idarenin hukuki (mali/tazmin) sorumluluğunun yargı aracılığıyla belirlenip hüküm altına alınmasını sağlamaktadır.
    İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetimi yapılacağından, mahkemece, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
    İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmektedir. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
    İdarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak, yeterli araç ve gereçle donatılmış bina, tesis ve araçlarda hizmetin özelliğine uygun olarak seçilen ve yetişmiş personelle hizmeti yürütme yükümlülüğünün bulunduğu tartışmasızdır.
    Zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için zararın, idarenin hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekir.
    Öte yandan, manevi zararın varlığı, sadece şeref, haysiyet ve onur kırıcı işlem ve eylemlere maruz kalmış ya da kişilerin vücut bütünlüğünün ihlal edilmiş olmasına, ölüm nedeniyle ağır bir elem, üzüntü duyulması şartına bağlı olmayıp; idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetini gereği gibi eksiksiz olarak sunamaması nedeniyle ilgililerin yeterli hizmet alamamalarından dolayı üzüntü ve sıkıntı duymaları da manevi zararın varlığı ve manevi tazminatın hükmedilmesi için yeterli bulunmaktadır. Manevi tazminat, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, manevi tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Tam yargı davalarının ve manevi tazminatın belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın, zararın ve idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı olacak şekilde belirlenmesi, bununla birlikte olayın meydana geliş şekli ve idari faaliyetin niteliği gözetilerek hakkaniyetli ve makul bir tutarı aşmaması gerekmektedir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Uyuşmazlıkta idarenin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için bilirkişiliğine başvurulan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen … tarih ve … karar numaralı raporda özetle; davacının Malatya Devlet Hastanesi'ne miadında ağrılı gebe olarak başvurduğu, epizyotomi açılarak normal doğum ile ebe tarafından bir bebek doğurtulduğu, açılan epizyotominin ebe tarafından onarıldığı, mevcut tıbbi belgelere göre normal vajinal doğum kararının doğru olduğu, ebenin normal doğum yaptırabileceği, epizyotomi açıp onarabileceği, tüm normal doğumlarda rektum zedelenmesi ve fistülün komplikasyon olarak gelişebileceği, idare ve sağlık personeline kusur atfedilemeyeceği tespitine yer verilmiştir.
    Bakılan davada, İdare Mahkemesince, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınan raporda yapılan tıbbi işlemlerde davalı idareye atfedilebilecek hizmet kusuru bulunmadığı, belirtilmekte ise de, Malatya Beydağı Devlet Hastanesine müracaat eden davacının daha ileri bir merkezde doğumunun uygun olacağı düşüncesi ile Devlet Hastanesine sevk edilmesine karar verildiği halde, buradaki doğum sırasında doktor bulundurulmaması ve doğumun tamamen ebelerin kontrolüne bırakılması nedeniyle davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğuna kanaat getirilerek takdiren 24.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmiştir. Ancak meydana gelişi yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan tazminat istemine konu olayda; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, mevcut tablonun komplikasyon olduğu anlaşıldığından, davalı idarenin hizmet kusurundan söz edilmesi mümkün değildir.
    Bu durumda, davacılardan …'ta meydana gelen fistül gelişimine ait istenmeyen sonuç nedeniyle davalı idarenin tazmin sorumluluğundan bahsedebilmek için hizmet kusurunun varlığının tespiti gerektiği, oysa mevcut tablonun komplikasyon olduğu, bu haliyle davalı idarenin hizmet kusurundan söz etmenin olanaklı olmadığı ve davalı idarenin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı açık olup, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
    2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde kesin olarak esasta oy birliği, gerekçede oy çokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Dava konusu olayda, davacıların uğradığı manevi zararın, manevi tazminatın nitelikleri de gözetilerek manevi tatmin sağlayacak, idarenin kusurunu ortaya koyacak makul bir tutarın ödenmesine karar verilmesi suretiyle giderilmesi gerekmekte olup, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının olayın somut koşulları çerçevesinde fazla olduğu kanaatine varılmıştır.
    Düzeltilmesi talep edilen Daire kararının gerekçesine katılmakla birlikte, yukarıda açıklanan nedenle davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi teminen bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına gerekçe yönünden katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi