Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2170
Karar No: 2022/940
Karar Tarihi: 23.03.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2170 Esas 2022/940 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2170 E.  ,  2022/940 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/2170
    Karar No : 2022/940

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

    KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …
    2- … Bakanlığı
    VEKİLLERİ: I. Huk. Müş. Yrd. V. …
    3- … Genel Müdürlüğü
    VEKİLİ: Av. …

    İSTEMİN_KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 21/10/2020 tarih ve E:2016/22066, K:2020/4524 sayılı kararının, davanın reddine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Emniyet amiri rütbesinde görev yapan davacının, 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında yapılan ve bir üst rütbeye terfi için katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in 26. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının, 29. maddesinin 1. fıkrasının, 31. maddesinin ve 38. maddesinin 2. fıkrasının iptali ve başarısız sayılma işleminden dolayı yoksun kaldığı maaşlarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 21/10/2020 tarih ve E:2016/22066, K:2020/4524 sayılı kararıyla;
    Dava konusu Yönetmelik'in 26. maddesinin 2. fıkrası yönünden;
    Yönetmelik kapsamında yapılan sınavlarda adaylara yöneltilecek soruların, daha önceden soru ve cevap anahtarı hazırlanan soru havuzundan ilgili adayın soru kartı çekmesi suretiyle belirlendiği dikkate alındığında, birden fazla komisyon marifetiyle sınavların yürütülmesinde sınav güvenliği ve objektifliği bakımından sakıncalı bir durum bulunmadığı gibi, farklı rütbelerde sınava tabi tutulan personel sayısının fazla olmasının, sınavın makul sürede sonuçlandırılabilmesi için birden fazla komisyon marifetiyle yürütülmesini gerekli kıldığı anlaşıldığından, Yönetmelik'in 26. maddesinin 2. fıkrasında hukuka aykırılık görülmediği,
    Dava konusu Yönetmelik'in 26. maddesinin 3. fıkrası yönünden;
    Sınav komisyonlarının, en üst polis amiri rütbesi olan emniyet müdürü başkanlığında, emniyet teşkilatının iç işleyişini ve mevzuatı bilen emniyet teşkilatı mensuplarından oluşturulduğu ve personelin yeterliliğinin tespiti amacıyla yapılacak sınavlarda yeteri kadar öğretim üyesinin sınav komisyonlarında görevlendirilmesine imkan sağlandığı dikkate alındığında, sınav komisyon üyelerinin oluşumunda sınav güvenliği ve objektifliği bakımından sakıncalı herhangi bir durumun bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı,
    Kaldı ki, Yönetmelik kapsamında yapılan sınavlarda adaylara yöneltilecek soruların, daha önceden soru ve cevap anahtarı hazırlanan soru havuzundan ilgili adayın soru kartı çekmesi suretiyle belirlenmesinin de bu amaca hizmet ettiği,
    Bu durumda, 3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinin 11. ve 18. fıkralarının verdiği yetkiye dayanılarak sözlü sınav komisyonlarının oluşumuna ilişkin düzenleme getiren Yönetmelik'in 26. maddesinin 3. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
    Dava konusu Yönetmelik'in 29. maddesinin 1. fıkrası yönünden;
    Anılan düzenlemede, başarı puanının yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceğinin ve söz konusu ortalamanın en az elli puan olması gerektiğinin öngörülmesinin, 3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendindeki düzenlemeye aykırılık taşımadığı ve objektif bir değerlendirme yapılabilmesi açısından makul ve ölçülü olduğu sonucuna ulaşıldığı,
    Öte yandan, yazılı sınavın tamamlayıcısı olan ve görevin gerektirdiği niteliklere en uygun personelin bir üst rütbeye terfisi için mesleki bilgisini ve genel kültür düzeyini ölçmeyi amaçlayan sözlü sınav notuna da önem atfedilerek, sınavda nihai olarak başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak şartının da arandığının görüldüğü, başarı puanının, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirleneceği şeklindeki düzenleme de dikkate alındığında, başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan alınması şeklinde belirlenen asgari başarı kriterinin de yine 3201 sayılı Kanun'un 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendindeki düzenlemeye aykırılık taşımadığı, makul ve ölçülü olduğu sonucuna ulaşıldığı,
    Yazılı sınava giren adayların (hiçbir başarı kriteri aranmadan) tamamının sözlü sınava çağrılması şeklinde düzenleme getiren aynı Yönetmelik'in 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar" ibaresinin, Dairelerinin 20/06/2018 tarih ve E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararı ile "3201 sayılı Kanun'da emniyet personelinin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için, liyakat ve kariyer ilkelerinin gereği olarak, "yazılı sınavda başarılı olma" şartının aranması karşısında, anılan yasal düzenlemeye aykırı olarak, yazılı sınava katılan adayların tamamının herhangi bir başarı kriteri aranmadan sözlü sınava çağrılmasına ilişkin düzenlemede Kanun hükmüne uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle iptaline karar verildiği,
    Bu husus da dikkate alındığında, başarı puanının yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalaması ile belirleneceğini düzenleyen ve nihai sınav başarısı için, sözlü sınav puanı ve sözlü ile yazılının aritmetik ortalaması alındığında bulunacak puan yönünden asgari bir başarı kriteri getiren Yönetmelik'in 29. maddesinin 1. fıkrasında hukuka aykırılık görülmediği,
    Dava konusu Yönetmelik'in 31. maddesi yönünden;
    Her ne kadar davacı tarafından, anılan madde uyarınca ilgililere sadece yazılı sınav sonuçlarına karşı itirazda bulunma hakkının tanınıp sözlü sınav sonuçları yönünden böyle bir imkan tanınmamasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ise de, idarenin takdir yetkisini kullanarak sadece yazılı sınav sonuçlarına yönelik olarak getirdiği itiraz yolunun, yazılı sınavdaki maddi hatalar nedeniyle meydana gelebilecek hak kayıplarının önüne geçilebilmesi bakımından ilgililere dava açma hakkı öncesinde tanınmış bir başvuru yolu olarak öngörülmüş olması, ayrıca yazılı ve sözlü sınav sonuçlarına karşı yargı yolunun da açık olması karşısında, sözlü sınav yönünden ilgililere itiraz hakkı tanınmaması yönünden Yönetmelik'in 31. maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
    Dava konusu Yönetmelik'in 38. maddesinin 2. fıkrası yönünden;
    Davacı tarafından, iptali istenen düzenlemenin yargı kararlarının uygulanması bakımından idareye çok geniş takdir yetkisi tanıdığı ileri sürülmekte ise de, sonradan ortaya çıkan hukuki durumlar sebebiyle geçmişe dönük olarak rütbe terfi hakkı kazanan personelin, terfi edeceği rütbe için önceki yıllarda rütbe terfi yazılı ve sözlü sınavlarında aldığı puanlar ile yöneticilikle ilgili hizmetiçi eğitimin geçerli olduğunun öngörülmesinin, yargı kararlarının uygulanması ve kararlara konu ilgililerin mağduriyetlerinin önlenmesine hizmet edeceği anlaşıldığından, anılan düzenlemede hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı,
    Davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden;
    Davacının sözlü sınavda başarısız sayılması işleminin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin iptaline karar verildiği, söz konusu Mahkeme kararının Dairelerinin 12/01/2017 tarih ve E:2016/25707, K:2017/902 sayılı kararıyla gerekçeli olarak onandığı ve karar düzeltme isteminin de Dairelerinin 09/05/2019 tarih ve E:2017/7569, K:2019/3447 sayılı kararıyla reddedildiği,
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda "derdestlik" ve "kesin hüküm" müesseseleri düzenlenmemiş ve anılan Kanun'un 31. maddesinde; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun uygulanacağı haller arasında bu müesseselere yer verilmemiş olmakla birlikte, usul hukukuna ilişkin anılan müesseselerin idari yargı düzeninde de uygulanmasına bir engel bulunmadığı; tarafları ve konusu aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun saptanması halinde, ilk davanın aynısı olan ikinci davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı olgusundan hareketle ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine; bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükme karşın tarafları, konusu ve sebepleri aynı olan ikinci bir dava açılmış olması durumunda ise bu davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği,
    Bu durumda, davacının bu davayı açtığı tarih itibarıyla, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ve sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin iptali istemiyle Sivas İdare Mahkemesince görülen davada verilen "iptal" kararının henüz kesinleşmediği, bu yönüyle kesin hükmün varlığından bahsedilmesine imkan bulunmadığı, ancak bu dava devam ederken … İdare Mahkemesi kararının temyiz ve karar düzeltme kanun yollarından geçerek kesinleşmiş olması nedeniyle, davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden bu davada yeniden karar verilmesine imkan bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı,
    Davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaşlarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden;
    Dava konusu başarısız sayılma işleminin hukuka aykırı olduğuna ilişkin yukarıda yer verilen gerekçenin, davacının sözlü sınavda başarılı olduğu sonucunu doğurmaması, yeniden yapılacak sözlü sınavda değerlendirilmesine yönelik olması nedeniyle bu aşamada davacının maaş ve özlük hakkı kaybının varlığından söz edilemeyeceğinden, davanın bu talebe ilişkin kısmının reddi gerektiği gerekçesiyle,
    Dava konusu Yönetmelik hükümlerinin iptali ile davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlem nedeniyle yoksun kaldığı maaşlarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden davanın reddine, davacının 29/06/2015 tarihinde katıldığı rütbe terfi sözlü sınavı sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu Yönetmelik'in sözlü sınava ilişkin hükümlerinin yazılı sınav sonucunu etkisiz hale getirdiği, sözlü sınavın tamamlayıcı değil, tek başına belirleyici olduğu, subjektif değerlendirmelerle yapıldığı ve kayıt altına alınmadığı; birden fazla komisyon oluşturulmasının eşitliğe aykırı olduğu; sözlü sınav sonucuna itiraz edilememesinin hak arama özgürlüğünü ihlal ettiği; Yönetmelik'in yargı kararlarının uygulanmasını ve bağlayıcılığını ortadan kaldırdığı belirtilerek Daire kararının davanın reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının temyize konu kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
    "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Öte yandan, 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında gerçekleştiren rütbe terfi sözlü sınavının dayanaklarından olan dava konusu Yönetmelik'in 28. maddesinin sözlü sınavın içeriğine ilişkin 3. fıkrası ile 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar" ibaresinin iptali yolunda verilen Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 tarih ve E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/11/2020 tarih ve E:2019/179, K:2020/2522 sayılı kararı ile kesin olarak onanmıştır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddine, kısmen karar verilmesine yer olmadığına yönelik Danıştay Beşinci Dairesinin 21/10/2020 tarih ve E:2016/22066, K:2020/4524 sayılı kararının temyize konu davanın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
    3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
    4. Kesin olarak, 23/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi