14. Hukuk Dairesi 2018/3026 E. , 2019/4805 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.08.2015 tarihinde verilen dilekçeyle tapu iptal ve tescil, mümkün olmazsa tazminat talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal ve tescil isteminin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair verilen 17.03.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir....Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin talebinin kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı ile davalı ..."in 2010 yılında boşandıklarını, boşanmış olmalarına rağmen görüştüklerini, davacının 2013 yılında Türkiye"den emlak almak istediğini davalı ..."e bildirdiğini, davacının 9274 ada, 7 parsel, 12 No"lu bağımsız bölümü 350.000,0 TL bedelle satın almayı kabul ettiğini, evin alımı için 04/09/2014 tarihinde 43.000 İngiliz Sterlini, 14/10/2010 tarihinde de 43.322,91 İngiliz Sterlini olmak üzere toplam 86.322,91 İngiliz Sterlinini Bostanlı APT açıklamasıyla davalı ..."e gönderdiğini, tapu işlemleri için yabancı uyruklu olması nedeniyle oyalandığını, tadilat için de 70.000,00TL gönderdiğini, bu şekilde evin 110.000,00 İngiliz Sterlinine mâl olduğunu, tadilat süresince davacının evin tapusu hakkında davalı ..."den bilgi istediğini, davalı ..."in askeri makamlarla yazışmaların uzun sürebileceğini, vakit kaybetmemek ve hak kaybına uğramamak için tapuyu kendi adına almak zorunda kaldığını, davacının kandırıldığını ve bu şekilde taşınmazın tapusunun davalı adına alındığını, daha sonra da çeşitli bahanelerle oyalandığını, 31/07/2015 tarihinde davalı ...’in e-posta göndererek "evi sattığını, parayı kullanıdığını, kendine yeni bir hayat kuracağını ve kendisini aramamasını" söylediğini, taşınmazın davalı tarafından diğer davalıya satıldığını, satış bedelinin 175.000,00TL olduğunu, oysa ki taşınmazın daha değerli olduğunu, davalının taşınmaz satın alabilecek maddi imkana sahip olmadığını beyanla davalı ... Çağrı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mümkün değilse fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ..."den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davalının iyi niyetli olduğunu, diğer davalıyı emlakçı vasıtasıyla tanıdığını, taşınmazın 320.000,00TL"ye alındığını, bu paranın tapuda elden Özden"e verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Kuyumcu vekili; ödenen paranın boşanma tazminat parası olduğunu, banka havalesinin borç ödeme belgesi olduğunu, halen davacının 13.678,00 İngiliz Sterlini boşanma tazminatı borcunun bulunduğunu, davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince davacının tapu iptal tescil talebinin reddine, davacının alacak talebinin kabulü ile, 374.840,00TL satım bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Kuyumcu"dan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Tüm tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine,... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ... Kuyumcu vekili, muhtırada belirtilen süre içerisinde nispi istinaf harcını tamamlanmadığından ilk derece mahkemesinin 13/09/2017 tarihli ek kararı ile istinaf isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.
İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolayı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir. İnançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.
İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa HUMK’nun 292. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince;
Dava, inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı ...’e verilmiş bir vekaletname olmadığından somut olayda ilk derece mahkemesince yazıldığı şekilde vekalet akdinin kötüye kullanılmasına dayalı tapu iptal tescil talebi olmadığı gibi; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin davayı “hile nedenine dayalı tapu iptal ve tescil” olarak değerlendirmesi de doğru değildir. Öncelikle mahkemece tarafların inançlı işleme yönelik yukarıda açıklanan delilleri toplanmalı; davacının, davalı ... tarafından kendisine "evi sattığını, parayı kullandığını, kendine yeni bir hayat kuracağını ve kendisini aramaması" konusunda gönderdiğini iddia ettiği e-posta dökümü dosya arasına alınmalı, söz konusu gönderinin “delil başlangıcı” niteliğine haiz olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Somut olayda, hukuki neden yanlış vasıflandırılarak noksan inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK"nin 371. maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK"nin 373/2. maddesi gereğince dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, kararın bir örneğinin İLK DERECE MAHKEMESİNE gönderilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.05.2019 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.