17. Hukuk Dairesi 2016/15100 E. , 2019/3351 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ..."ın davacı kuruma vergi borcu bulunduğunu, dava konusu taşınmazın davalı borçlu ... tarafından diğer davalı ..."e satıldığını, satış işleminin muvazaalı olduğunu belirterek yapılan tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalın Kemal davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. İptal davasından maksat aynı Yasanın 28, 29 ve 30. maddelerinde yazıldığı gibi alacağın tahsilini temin için borcun doğumundan sonra yapılan tasarrufların iptaline hükmettirmektir. Bu yasa uyarınca iptal kararı verilebilmesi için borçlu hakkında yapılıp kesinleşen bir icra takibinin bulunması gerekmektedir. Davacı tarafından yapılıp kesinleşen icra takibinin olması halinde mahkemece bu maddelerde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle 28.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza 30. maddede malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan 29.madde de de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Mahkemece dava konusu taşınmazın 18 yıl önce davalı ..."ın babası tarafından tanık ..."e harici olarak satıldığı, tanık ..."in ise daha sonra taşınmazı 52.000,00 TL bedelle harici olarak davalı ..."ya sattığı, ..."in davalı ... ve diğer mirasçılar ile anlaştığı ve mirasçıların taşınmazı davalı ..."ya tapuda resmi olarak devrettikleri, davalı ..."nın 52.000,00 TL"yi tanık ..."e ödediği, davalı ..."ın muris babasının tanık ..."e harici satış sebebiyle bulunan borcu karşılığında taşınmazı davalı ..."ya devrettiğini, ayrıca yapılan keşif sonucu taşınmazın değerinin davalı ..."nın taşınmaz karşılığında ödediği bedele yakın olduğunu, alıcının, bir taşınmazı alırken, taşınmazın bütün önceki maliklerini ve bu maliklerin borçlarını araştırmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve davalının satın aldığı dava konusu taşınmaz üzerinde inşaat yapmak üzere mühendislik firmasına proje hazırlattığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemiştir.
Dava konusu 4782 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davaya konu 3/32 hissesisinin tasarruf tarihindeki gerçek değerinin tespiti amacıyla mahkemece keşif yapılmak suretiyle konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmış olup buna göre tasarrufun devir tarihindeki satışa konu değeri 6.702,25 TL"dir. 01.11.2013 tarihli devre dair resmi senet incelendiğinde, devrin 1.378,00 TL"ye yapıldığı görülmekle taşınmazın satış bedeli ile gerçek bedeli arasında misli aşan fark bulunduğu sabittir. Davalı beyanları ve tanık beyanları ile dava konusu taşınmazın 18 yıl önce davalı ..."ın babası tarafından tanık ..."e harici olarak satıldığı, tanık ..."in ise daha sonra taşınmazı 52.000,00 TL bedelle harici olarak davalı ..."ya sattığı, ..."in davalı ... ve diğer mirasçılar ile anlaştığı ve mirasçıların taşınmazı davalı ..."ya tapuda resmi olarak devrettikleri, davalı ..."nın 52.000,00 TL"yi tanık ..."e ödediği, davalı ..."ın muris babasının tanık ..."e harici satış sebebiyle bulunan borcu karşılığında taşınmazı davalı ..."ya devrettiği iddiası hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi ispatı da tanık beyanları ile mümkün değilse alacaklıyı bağlayıcı geçerli bir delil olarak kabul edilemez. Anlatılanlar doğrultusunda devrin muvazaalı olduğunun kabulü ile tasarruf tarihine kadar olan vergi borcu ferileriyle hesaplanarak bu miktar üzerinden tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.