22. Hukuk Dairesi 2012/13879 E. , 2013/3471 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, haftalık izin ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili müvekkilinin davalı şirketin Antalya şubesinde bankalara yönelik verilen hizmette zırhlı araçta "tahsil şoförü " olarak 23.02.2006 tarihinde işe başladığı, şube müdürü tarafından gerekçe gösterilmeksizin ve fesih süresi verilmeden 04.06.2009 tarihinde işine son verildiğini, son aldığı aylık ücretin 687,00 TL olduğunu, işyerinde her gün fazla mesai yaptığını, öğle arası dahi verilmediğini, nöbet sistemi uygun olduğunda 15 günde 1 gün izin kullanabildiği uygun olmaması halinde izin kullanmadan çalıştığını, haftalık izin alacaklarının bulunduğunu, işyerinde sürekli fazla mesai yapılmasına rağmen bunun bordrolara tam yansıtılmadığını, dini bayram, arife günleri, yılbaşı günleri ile milli bayramlarda tam gün mesai yapılmasına rağmen bunlara ilişkin ücretlerin ödenmediğini, yıllık ücretli izinlerinin de ödenmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500,00 TL kıdem, 500,00 TL ihbar tazminatı, 100,00 TL fazla mesai, 100,00 TL yıllık izin, 100,00 TL haftalık izin ve 100,00 TL ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin kıdem tazminatı için fesih tarihinden işleyecek en yüksek mevduat faizi ile diğer alacaklar için ihtarnamenin tebliğ tarihinden işleyecek kanuni faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davacının 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II maddesi uyarınca iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, davalı şirketin 5188 sayılı özel güvenlik hizmetlerine dair kanuna tabi olarak çalıştığını, para taşıma prosedürünü ve talimatlarını yayınlayıp davacıya bildirdiğini, genel talimatların 1/c maddesinde ekip elemanlarını görevde iken kişisel cep telefonu taşımalarının yasak olduğunun düzenlendiği, davacının yasak olmasına rağmen cep telefonu taşıması, lakayt ve agresif tavırları ile sık sık personelle tartıştığını, davalı şirket kurallarına aykırı davranmayı alışkanlık haline getirdiğini, bir çok kez güvenlik zafiyetine neden olduğu ve bu konuda bir çok kez savunmasının alınıp, ücret kesim cezalarının verildiğini, iş kurallarına uymama konusunda ısrar eden davacının tekerrür eden bu davranışları neticesinde iş sözleşmesinin haklı nedenle feshine davacının kendisinin sebebiyet verdiğini, bankaların hafta sonu çalışmadığından hafta sonu çalışması bulunmadığını, bayram çalışmasının çok istisnai bir durum olup çalışmasının bordroya yansıtıldığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, yıllık ücretli izin alacağınında bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davalı vekili tarafından sunulmuş olan CİT Disiplin Yönetmeliğinde davacının davranışlarına göre alacağı cezaların açık bir şekilde belirtildiğini, her ne kadar telefon kullanımı hakkında bir bilgi yoksa da daha önce davacıya bu konuda verilmiş olan cezada iki yevmiye kesme cezasının verildiğini, tekrarı halinde iş sözleşmesinin feshedileceğinin bildirildiğini, buna göre davacı tarafından yapılmış olan eylem sonucunda iş sözleşmesinin fesih edilmiş olmasının haklı bir fesih olduğu, davacının hafta tatili alacağını ispat edemediğini, yıllık izin ücretine ilişkin ispat yükünün davalı işverene ait olup, bu hususun işveren tarafından ispat edilemediği, davacının çalıştığı dönemde fazla mesai yaptığı, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığının tanık beyanlarıyla anlaşıldığı gerekçesiyle davacının kıdem, ihbar tazminatı ve haftalık izin ücretine ilişkin taleplerinin reddine, fazla mesai, yıllık izin ve UBGT ücretine ilişkin taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacının iş sözleşmesinin davacının kusurlu davranışları, talimatları yerine getirmemesi ve müşteri şikayeti nedeniyle feshedildiği fesih bildiriminden anlaşılmaktadır. Fesih sebebi, fesih bildiriminde açık olarak belirtilmemiştir. Davacı tarafından sunulan CD kaydında davalı şirket yetkilisi ile davacı arasında fesihten önceki gece telefon görüşmesi yapıldığı yetkilinin bu konuşmaya kızarak sözleşmeyi feshettiği anlaşılmaktadır. Davalı sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini ispatlayamamıştır. Davacı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanır.
Davalı kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğini bu durumun banka kayıtlarından anlaşılacağını beyan etmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda banka kayıtları ve bordrolar karşılaştırılmamış davalı tarafça davacıya yapılan ödemeler kesin olarak tespit edilmemiştir. Davalı tanıklarınca işyerinde yemek ve yol yardımı yapıldığı belirtildiği halde bilirkişi tarafından hesaplanan tazminata esas ücrete ilave edilmemiştir. Davacı dava açmadan önce alacaklarının ödenmesi için davalıya noter kanalı ile ihtarname göndermiş alacaklarına ihtarname tarihinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmiştir. Kabule göre de mahkemece ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren faize hükmedilmeyip dava tarihinden faize karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.