Esas No: 2021/9167
Karar No: 2022/5226
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/9167 Esas 2022/5226 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, yurt dışındaki çalışmalarının borçlanarak yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanamayacağının tespiti için dava açmıştır. Mahkeme, belirli koşulların sağlandığını kabul ederek davacının yaşlılık aylığına hak kazandığına karar vermiştir. Ancak, hükümde çelişki bulunması nedeniyle davalı kurumun temyizi üzerine karar bozulmuştur. Kanun maddeleri detaylı bir şekilde açıklanmamıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2017/221-2021/300
Dava, ... ülkesindeki çalışmaların 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılması ile yurtiçindeki sigortalılığı gözetilerek yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında “...davacıya ait ... yaşlılık sigorta rejimine tabi sigortalılık sürelerini gösterir ... Sigorta Mercii hizmet cetvelleri gibi ilgili kayıt ve belgeler davalı Kurum’dan usulünce celbedilip, gerekirse, tercümesi de yaptırılarak, 3201 sayılı Yasanın 6. maddesine istinaden davacının yurda kesin dönüşünün gerçekleşip gerçekleşmediğini tespit edilip, tahsis şartları irdelenmeli ve varılacak sonuca göre, bir hüküm verilmesi” gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesinin 1. fıkrasında, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı belirtilmiş, anılan maddenin 2. fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece, gerekçede “davacının 01.01.1961 tarihinde doğduğu, sigortalılık başlangıç tarihinin 10.06.1983 olduğu, 258 gün hizmet akdine bağlı çalışması nedeniyle sigortalı olduğu ve 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlandığı 4929 gün bulunduğu anlaşılmakta olup, yazılı talepte bulunduğu tarihte davacının 506 sayılı Kanun'un geçici 81 inci maddesinde yaşlılık aylığı için öngörülen koşulları taşıdığının” belirtildiği halde aynı gerekçede “davacıya talep tarihinden geçerli aylık bağlanmasına yasal olanak bulunmadığının” belirtilerek hüküm kısmında “Davacının 24/11/2011 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı için öngörülen yasal şartları taşıdığının tespitine, davacıya 24/11/2011 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlanmasına yönelik talep yönünden davanın reddine, şeklinde karar vermek suretiyle gerekçe ve hüküm kısmında çelişkiye meydan verilecek şekilde infaza kabil olmayan hüküm tesis edildiği anlaşılmakta olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 07.04.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.