12. Ceza Dairesi 2018/761 E. , 2020/1322 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/2, 62/1, 50/4-1-a, 52/2-4, 63/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A)Katılan vekilinin temyiz talebine yönelik incelemede;
Katılan vekilinin 02/02/2015 tarihinde temyiz isteminde bulunmasının ardından katılanın 19/03/2018 havale tarihli dilekçe ile açıkça temyizden vazgeçtiğini bildirmesi karşısında, dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
B)Sanık müdafinin temyiz talebine yönelik incelemeye gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23/01/2018 tarih, 2017/463 Esas, 2018/20 Karar sayılı ve 23/01/2018 tarih, 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesi yerine 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinin uygulanması bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın idaresindeki kamyonla gündüzün meskun mahal dışındaki 5,5 metre genişliğindeki bir kısmı karla kaplı ıslak zeminli yolda seyri sırasında kaza mahalli olan sağa doğru tehlikeli viraja mahal şartlarının üzerinde bir hızda girdiği sırada karşı yönden seyretmekte olan kamyonu görünce frene bastığı, zemin koşulları dolayısıyla 11 metre kayarak diğer şeride geçen kamyonun, karşı yönden seyreden kamyonla onun şeridinde aracının sol ön kısmıyla diğer aracın sağ ön yan kısmına çarpmasıyla araçların 8 metre sürüklenerek yoldan çıktığı ve ağaca çarparak durabildikleri, diğer kamyon sürücüsünün hayatını kaybettiği ve 1 yolcusunun da hayati fonksiyonlarına etkisi 3. derece kırık olacak şekilde yaralandığı, sanığın hızını aracının teknik özellikleri ile yol durumuna uydurmaması ve şerit ihlali yapması dolayısıyla asli kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin eksik araştırmaya ve sanığın beraat etmesi gerektiğine yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasına esas alınan tam gün sayısı belirtilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi ve adli para cezasının bir gün karşılığı miktarının belirlenmesine esas uygulama maddesi olan TCK"nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi,
2-Sanığın sevk ve idaresindeki kamyonla kazaya sebebiyet verdiğinin anlaşılması karşısında, yalnızca “E” sınıfı sürücü belgesinin geri alınmasıyla yetinilmesi gerekirken, yalnızca iş makinası kullanmaya izin veren “G” sınıfı ehliyet belgesinin de geri alınması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün (2) ile numaralandırılan paragrafının hükümden çıkarılarak yerine “Sanığın kişilik ve sosyal özellikleri nazara alınarak, sanığa verilen uzun süreli hapis cezasının TCK"nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK’nın 50/1-a. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, sanığa verilen adli para cezasının TCK"nın 52/3 maddesi gereğince 1.215 tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine, TCK"nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 24.300 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmek ve yine hükmün (3) ile numaralandırılan paragrafındaki “G” ibaresinin hükümden çıkarılmak suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.