11. Hukuk Dairesi 2018/4169 E. , 2020/1050 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 27/01/2015 gün ve 2015/68 - 2015/83 sayılı kararı temyiz istemi red Daire"nin 25/06/2018 gün ve 2016/13545-2018/4759 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş olmakla, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, 6012 sayılı TTK"nın 614. maddesine dayanan ortağın bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması hususunda izin verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen karar davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş ;TTK"nın 614/3 maddesi uyarınca mahkemece verilen kararın kesin olması nedeniyle temyizi kabil olmadığından bahisle Dairemizce temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuşsa da temyizi kabil olmayan kararlara karşı karar düzeltme isteminde de bulunulamayacağından davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, anonim şirketlerde pay sahibinin, limited şirketlerde ortakların bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasına mahkemece izin verilmesi istemine ilişkindir.
Anonim şirketlerde konuya ilişkin TTK 437/5 maddesi "Bilgi alma veya inceleme istemleri cevapsız bırakılan, haksız olarak reddedilen, ertelenen ve bu fıkra anlamında bilgi almayan pay sahibi, reddi izleyen on gün içinde, diğer hallerde de makul bir süre sonra şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesine başvurabilir. Başvuru basit yargılama usulüne göre incelenir. Mahkeme kararı, bilginin genel kurul dışında verilmesi talimatını ve bunun şeklini de içerebilir. Mahkeme kararı kesindir."
Limited şirketlerde konuya ilişkin TTK 614/3 maddeside "Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir." hükmünü taşımaktadır.
Yasal düzenlemelerde öngörülen mahkeme kararının kesin olması durumu, bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasına mahkemece izin verilmesi, davanın kabulü için sözkonusudur.
Sayın çoğunluk görüşünün aksine, mahkemece bu konudaki talebin reddi, için mahkeme kararının kesinliğinden söz edilmesi mümkün değildir.
Zira;
1-TTK 437/5 maddesinin lafzı, sadece kabul kararının kesin olduğuna işaret etmektedir. Eğer hükümdeki mahkeme kararı ile kabul veya red yönündeki her türlü karar kastedilseydi, mahkeme kararının kesin olduğuna yönelik ifade, kabul halinde içerik ve şekilden bahseden ibarenin hemen ardından gelmezdi. Başka bir deyişle, kararın kesin olduğuna ilişkin ibare ya ayrı bir fıkra olarak düzenlenir veya açıkça red veya kabul kararı kesindir şeklinde ifade edilirdi.
Açıklanan nedenle, talebin reddine ilişkin mahkeme kararı kesin olmayıp, kanun yolu açık olan bir karardır.
2-Kanunun yorum yöntemlerinden biri de tarihsel yorum yöntemi olup bu yönteme göre, kanunun hazırlık çalışmaları, komisyon ve meclis konuşmaları, tartışmalar ve kanunun gerekçesinden de yararlanılması gerekmektedir. TTK 437 madde gerekçesinde açıkça temyizden bahsedilmiş olmasına göre temyiz yolunun açık olduğunun kabulü gerekir ki, temyiz yolu açık olan karar davanın reddine ilişkin karardır. Zira davanın kabulü ile bilgi alma ve inceleme yapıldıktan sonra şirketin kanun yoluna başvurmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
Tarihsel yorum yöntemine göre de, davanın reddine ilişkin mahkeme kararı kesin olmayıp, kanun yolu açık olan bir karardır.
3-Sayın çoğunluk görüşü, Anayasaya uygun yorum ilkesine de aykırıdır. Anayasaya uygun yorum, bir kanunun ilgili hükmünün iptal edilmeden, ona Anayasa"ya uygun bir anlam vererek hükmün uygulamada kalmasının sağlanmasıdır. Bu yöntemde bir hükme, birden fazla anlam verilebiliyorsa bu anlamlardan en azından birisi ile Anayasaya uygun şekilde yorumlanması gereklidir. Red kararlarının kesin olduğunun kabulü Anayasada ki adil yargılanma ve hak arama özgürlüğüne aykırı bir yorumdur. Kişinin kanun yollarına başvurma imkanlarını engelleyen her kural hak arama özgürlüğünün karşısında adaleti yaralayan bir engel oluşturmaktadır. (Ünal Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku. S.380, Doç Dr. ..., Anonim şirketlerde Pay sahibinin Bilgi Alma Talebinin reddine ilişkin Yerel mahkemece verilen kararın kesin olduğu yönündeki Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin kararlarına yönelik eleştiriler)
Anayasaya uygun yorum ilkesine göre de, davanın reddine ilişkin karar kesin olmayıp, kanun yolu açık olan bir karardır.
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın esas yönünden incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şeklide, kararın kesin olduğu gerekçesiyle isteminin reddine ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.