1. Hukuk Dairesi 2020/2679 E. , 2021/3258 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda ilk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, bağış koşulunun yerine getirilmemesi nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 240 parsel sayılı taşınmazdaki 13/11520 payını(yeni 744 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 211/597 pay) 06.01.1989 tarihinde sosyal tesis yapılarak tesise adının verilmesi ve Kızılay Bayrampaşa Şubesi tarafından kullanılması şartıyla davalı derneğe bağışladığını, ancak aradan 25 yıl geçmesine rağmen davalının bağış koşulunu yerine getirmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı tarafından devredilen kısmın sadece 13/11520 pay olduğu,bu pay üzerine tesis kurulmasının mümkün olmadığının davacıya anlatıldığını, davacının payını kayıtsız ve şartsız olarak bağışladığını, taşınmaz kaydında İSKİ’nin istimlak şerhi bulunduğunu, bu nedenle taşınmazda bağımsız bir bölünmeye gidilemediğini, diğer paydaşlarca açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu taşınmazın derneklerine ihale edildiğini ve taşınmazın tamamının sahibi olduklarını, taşınmazın Askeri Güvenlik Bölgesinde olması nedeniyle tasarrufi işlem yapılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın koşullu olarak bağışlandığı, davalı tarafça koşulun yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince, resmi akitte bağışın koşulsuz olduğunun yazıldığı,bağış tarihi ile dava tarihi arasındaki geçen süre dikkate alındığında davacının iradesinin kayıtsız, şartsız bağış niteliğinde olduğunun kabulü gerekeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 276.000,00 m2 miktarlı, tarla vasıflı 240 parsel sayılı taşınmazdaki 13/11520 payını 06.01.1989 tarih, 57 yevmiye nolu işlemle, taşınmazın tamamı üzerinde İSKİ lehine istimlâk şerhi ile yüklü olarak , kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak davalı ...’ne bağışladığı, 23.05.1991 tarih 2060 yevmiye nolu işlemle taşınmazın ifrazen 744 ada 2 parsel, 597,00 m2 arsa vasıflı olarak 211/597 payının davalı ..., 386/597 payının dava dışı Hüsniye Bayraktar adına tescil edildiği, Hüsniye’nin ölümü üzerine adına kayıtlı payın 7.12.2007 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği, Hüsniye mirasçıları tarafından Gaziosmanpaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin 2001/1927 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığı ve Mahkemenin 2005/935 K. sayılı kararı ile ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, yapılan ihale sonucu taşınmazın tamamının 14.05.2012 tarihinde cebri satış yoluyla davalı adına tescil edildiği,07.12.1995 tarih 6990 yevmiye nolu işlemle taşınmaz üzerine Askeri Güvenlik Bölgesi şerhi tesis edildiği, 30.12.2011 tasdik tarihli uygulama imar planında taşınmazın sağlık tesisi alanında kaldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu"nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK."nin 244/3. TBK."nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
Hemen belirtmek gerekir ki; resmi sözleşmede yer almamakla ve sözleşme eki olmamakla birlikte mülkiyetin naklinin dayanağını teşkil eden idari karar veya sair belgelerden temlikin koşula bağlandığı anlaşılabiliyorsa bu olgulara değer verilmesi de zorunludur. Bu itibarla tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir.
Somut olayda, davacının (dava konusu taşınmazın kök parseli olan ) 240 parsel sayılı taşınmazdaki 13/11520 payını 06.01.1989 tarih, 57 yevmiye nolu akitle bağış suretiyle davalıya temlik ettiği, her ne kadar resmi akitte şartsız bağış olduğu yazılmış ve TBK’nın 290. maddesi gereğince bir koşul belirtilmemişse de, davacı tarafından davalı derneğe hitaben yazılan 19.10.1988 tarihli dilekçe ve bu dilekçeye davalı derneğin verdiği 22.11.1988 tarihli cevabi yazı birlikte değerlendirildiğinde, bağışın sosyal tesis yapımı, davacının adının tesise verilmesi ve anılan tesisin Kızılay Bayrampaşa şubesi uhdesinde kullanılmak için yapıldığı, bu durumda bağışın koşullu olduğunun kabulü gerekmektedir.
Öte yandan, dava konusu taşınmaz imar planında sağlık alanı olarak ayrıldığı, payın temlik edildiği tarihte taşınmazın tamamı üzerinde İSKİ lehine kamulaştırma şerhi bulunmakta ise de, anılan şerhin 23.05.1991 tarihinden önce terkin edildiği, taşınmazın 23.05.1991 tarihinde ifraz ile 744 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olarak 211/597 payının davalı ..., 386/597 payının dava dışı Hüsniye Bayraktar adına tescil edildiği, Hüsniye mirasçıları tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu yapılan ihale ile davalının kalan payları alarak 14.05.2012 tarihinden itibaren taşınmazda tam malik olduğu, bu tarihten dava tarihi olan 14.07.2014 tarihine kadar taşınmaz üzerinde hiç bir yapı yapılmadığı keşfen belirlenmiş olup, taşınmazdaki Askeri Güvenlik Bölgesi şerhinin de taşınmaz üzerinde inşaat yapılmasına engel bir durum teşkil etmediği açıktır.
Tüm bu nedenlerle, davalı derneğin taşınmazda tam malik olduğu tarihten itibaren taraflarca kararlaştırılan koşulu yerine getirme yönünde herhangi bir işlem tesis etmediği ve TBK ‘nın 297/1. maddesi gereğince geri alma hakkının süresi yönünden, öğrenme olgusunun daha önce gerçekleştiği davalı tarafça iddia ve ispat edilmediğine göre, bağıştaki koşulun yerine getirilmediği ve rücu koşullarının gerçekleştiği sonucuna varılmaktadır.
Hâl böyle olunca; bağışın koşullu olduğu ve koşulun yerine getirilmediği gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.