23. Hukuk Dairesi 2016/1024 E. , 2018/5298 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizliğine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının, davalılardan ... ve ... ile birlikte malik olduğu taşınmaza ilişkin arsa ayı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması amacıyla diğer davalı ..."a vekalet verdiğini, davalı ... ile yüklenici davalı ... arasında sözleşme imzalandığını, kendisininin sözleşmenin içeriğini bilmediğini, sonradan sözleşmeyi incelediğinde aleyhine hükümler olduğunu gördüğünü, davalılar tarafından kötü niyetle hareket edildiğini öne sürerek sözleşme uyarınca yüklenici adına tescil edilen 10 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline ve davacıya verilen 1 no.lu bağımsız bölümün değerinin tespit edilerek aradaki tahsiline ayrıca davalılar adına kayıtlı bağımsız bölümler üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilleri ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde davacının tüketici olarak sayılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-)Mahkemece, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmişse de, 6502 sayılı Kanun"un 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında, kanunda ifade edilen eser sözleşmelerinden maksadın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu madde 470. (mülga BK madde 355 vd.) ve devamında düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmlerde arsa sahibinin, 6502 sayılı Kanun bakımından ifade edilen tüketici tanımına uymadığı açıktır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanun"da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında, 6502 sayılı Kanun"da, kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutafak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Bu durumda, eldeki davada uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun"a göre Tüketici Mahkemelerinde değil, genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesi gerekirken, hatalı gerekçeyle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevi kapsamında kaldığının kabulü doğru olmamıştır.
2-) Kabule göre de, karar tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, HMK"nın 114/1-c ve 115/2 madde hükümleri gereğince anılan yasal düzenleme göz önünde bulundurularak, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken karar tarihinde yürürlükte olmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK"nın göreve ilişkin 7 ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede ve hüküm fıkrasında "Mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 14.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.