22. Hukuk Dairesi 2012/14163 E. , 2013/3406 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının, davalı işveren nezdinde modelist olarak çalıştığını, emeklilik nedeniyle iş akdinin sona erdiğini, son ücretinin 2.000,00 TL olduğunu belirterek müvekkilinin kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret ve vergi iadesi alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş akdinin emeklilik talebi nedeniyle sona erdiğini, 949,55 TL net ücret aldığını, ücret alacaklarının ve izin ücretinin tamamının ödendiğini, davacının kıdem tazminatının en kısa zamanda ödeneceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından dosyaya sunulan ve işveren imzalı maaşının 2.000,00 TL olduğu belirtilen ve ilgili makama başlıklı belgede yazılı rakamın davacının maaşının 2.000,00 TL olduğu neticesini doğurmayacağı, emsal ücret yazısında rakam belirtilmemiş olması da dikkate alındığında davacı tanık beyanlarına dosyaya ibraz edilen davacı imzalı bordro içerikleri de dikkate alındığında net 894,88 TL aylık ücret ile çalıştığı, iş akdinin emeklilik sebebiyle sona erdirildiği gerekçesiyle delil durumuna göre ücret alacağı talebinin reddine, diğer isteklerin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Ancak bu noktada, 4857 sayılı Kanun"un 8. ve 37. maddelerinin işverene bu konuda bazı yükümlülükler de göz ardı edilmemelidir. Bahsi geçen kurallar, iş sözleşmesinin taraflarının ispat yükümüne yardımcı nitelikte olduğu gibi, çalışma yaşamındaki kayıt dışılığı önlenmesi amacına da hizmet etmektedir. Bu yönde belgenin verilmiş olması ispat açısından işveren lehine olmakla birlikte, belgenin düzenlenerek işçiye verilmemiş oluşu, işçinin ücret, sigorta pirimi, çalışma koşulları ve benzeri konularda kanuni güvencelerini zedeleyebilecek durumdadır. Çalışma belgesi ile ücret hesap pusulasının düzenlenerek işçiye verilmiş olması, iş yargısını ağırlıklı olarak meşgul eden, işe giriş tarihi, ücret, ücretin ekleri ve çalışma koşullarının belirlenmesi bakımından da önemli kolaylıklar sağlayacaktır. Bu bakımdan ücretin ispatı noktasında taraflar delillerinin değerlendirilmesi sırasında, işverence düzenlenmesi gereken bu tür belgelerin düzenlenmiş olup olmamasının da gözetilmesi gerekir.
İş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı durumlarda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalıdır.
Dosya içeriğine göre, davacı net 2.000,00 TL ücret aldığını iddia etmiştir. Davalı tarafın dayandığı imzasız bordrolarda net 894,00 TL yer almaktadır. Mahkemece bordrolarda yer alan ücret üzerinden dava konusu hakların hesaplandığı ek bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuştur. Yargılama sırasında gerçekleştirilen emsal ücret araştırması yukarıda açıklanan esaslara uygun ve yeterli değildir. Davacının kıdemi ve yaptığı iş dikkate alınarak emsal ücret araştırması usulüne uygun şekilde gerçekleştirilmeli, yeniden bilirkişi raporu alınarak bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.02.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.