20. Hukuk Dairesi 2017/6490 E. , 2018/2010 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1982 yılında yapılan kadastro sırasında .... köyü 1142 parsel (yenileme ile 119 ada 36 parsel) 3400 m2 yüzölçümüyle tarla niteliği ile ... adına tespit ve tapuya tescil edilmiş, davacı Orman Yönetimi, 17.07.2007 tarihli dava dilekçesiyle taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne, taşınmazın 08/05/2013 tarihli krokide (B) harfi ile (278,49 m2) işaretli bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tesciline, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Yörede 1943 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu, daha sonra 21.05.1993 tarihinde ilan edilip kesinleşen sınırlaması kesinleşmiş ormanlarda 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması ve sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2011 yılında yapılan 4999 sayılı Kanun ile değişik 9. maddeye göre fenni hataların düzeltilmesi ve 3402 sayılı kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 22/a maddesine göre pafta yenileme çalışması vardır.
Mahkemece, kesinleşen orman kadastrosu haritasının uygulanmasına dayalı olarak yapılan araştırma inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile işaretli 278,49 m2 bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz kadastro sırasında 3400 m2 olarak tespit edilmiş, eldeki davanın yargılaması sırasında 2011 yılında yapılan pafta yenileme çalışmasında ise 3582 m2 olarak tespit edilerek yenileme tutanağına "davalı" şerhi verilmiştir.
Bunun yanında; davalı taraf temyizinde, kesin hüküm iddiasına dayanmakta, kesin hüküm dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu belirtmektedir. Gerçekten de; davacı Orman Yönetimi ile davalı ... arasında görülüp kesinleşen tapu iptali tescil davasında, ....k Mahkemesinin 1995/517-815 E.K. sayılı kararıyla, aynı taşınmazın 231 m2 bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği, tapu sicil müdürlüğünce dosyanın zayi olduğu belirtilmek suretiyle karar suretinin gönderildiği, ilgililerce müracaat edilmediğinden kararın da tapuda infaz ettirilmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz hakkında yenileme kadastrosuna itiraz bulunup bulunmadığı
-2-
2017/6490 - 2018/2010
kadastro mahkemesinden araştırılmamış, kesin hüküm olduğu bildirilen dosyanın krokisi araştırılıp uygulanmadan, sadece kesinleşmiş orman kadastro haritasının bilirkişi marifetiyle uygulanması yolu ile hüküm kurulmuştur.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmaz hakkında paftaların yenilenmesi işlemi ile ilgili bir dava bulunup bulunmadığı kadastro mahkemesinden araştırılmalı, varsa sonucu beklenmeli; taraflardan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 1995/517 - 815 E.K. sayılı dosyasına ait krokisi temin edilmeli, davalı tarafın dayandığı mahkeme kararına ilişkin kroki, kesinleşen orman kadastro haritası, bir orman ve bir harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi yardımıyla yeniden yapılacak keşifte yöntemince uygulanmalı, bundan sonra kesin hüküm de dikkate alınmak suretiyle Orman Yönetiminin davasının esasına ilişkin bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.