MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında katılanın müşteki olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak görülmüş olup,
Katılan ile geçmişten beri mermer işi üzerine ticari ilişkisi bulunan sanığın, mal alışverişi neticesinde aldığı iki adet bononun renkli fotokopisini çekerek aslını ... isimli üçüncü kişiye ciro ettiği, borçlu katılan tarafından ise üçüncü şahsa ödemesinin yapıldığı ve bono asıllarının iade olarak alındığı ancak sanığın elindeki renkli fotokopileri icra takibine koymak suretiyle haksız menfaat temin ettiğinin iddia edildiği olayda;
Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Tüm dosya kapsamına göre; sanığın aşamalarda; takip esnasında borca ve imzaya itiraz edilmediğini, katılan tarafından hazır olarak getirilen senetlerde yazısının ve imzasının olmadığını, renkli fotokopi olduklarını şikayet sonrasında öğrendiğini savunması; katılanın ise; sanığa verdiği senet asıllarını,bir başka ilişki kapsamında sanığın ciro ettiği granit işi yapan ... isimli şahsa elden ödeme yaparak geri aldığını, renkli fotokopi senet vermediğini, kaldı ki boş senetlerin sanık tarafından huzurunda doldurulduğunu ve kendisinin yalnızca imzaladığını beyan etmesi karşısında;
Maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, beyanlarda sanığın bonoyu ciro ettiği ve granit işi ile uğraştığı belirtilen ... isimli şahsın kim olduğunun araştırılarak duruşmada tanık
olarak dinlenip, olaya konu iki adet bonoyu alıp almadığının,almış ise söz konusu senetlerin kendisine yapılan ödeme karşılığı katılana iade edilip edilmediğinin sorularak açıkça ortaya konulması, yine emanetteki senet asıllarının arkasındaki ..."na ait cirodaki imzanın sanığın eli ürünü olup, olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, tüm bunlar neticesinde sanığın nitelikli dolandırıcılık suçuna dair kastı belirlenmesi, yine belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu gözönüne alınıp, renkli fotokopisinin kullanıldığı bilirkişi raporları ile de sabit olan bono asılları duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle, özellikleri tutanağa geçirilerek, yasal unsurları taşıyıp taşımadığı ve iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılıp tartışılarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.