5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/17752 Esas 2020/3451 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/17752
Karar No: 2020/3451
Karar Tarihi: 06.05.2020

5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/17752 Esas 2020/3451 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık suçundan mahkumiyet hükmü verilen bir davada, nakil aracının müsaderesi reddedilmiştir. Bunun sebebi ise araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından aracın iadesi hükmünün ortadan kalkacağı düşünülmüştür. Bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olabileceği belirtilmiştir. Mahkumiyet kararına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesi sırasında ise sanık lehine düzenlemeler içeren 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ve 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesine eklenen düzenlemelerin gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu düzenlemeler sanık lehine hükümler içermesi sebebiyle yerel mahkemece belirlenerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığına göre uygulama yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda yer alan kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- 5607 sayılı Kanun'un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun'un 54. maddesi
- AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa'nın 35. maddesi
- 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi
- 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi ve geçici 12. maddesi (2. fıkra)
19. Ceza Dairesi         2019/17752 E.  ,  2020/3451 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenemekle:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    I-Nakil aracının müsaderesinin reddi kararı bakımından yapılan temyiz talebinin incelenmesinde,
    Yerel Mahkemece, mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadare davasının konusu olması bakımından, 2 numaralı bozma kararıyla birlikte, aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süreye mal olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalmayacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtay"ca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldırdığı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, müsadereye ilişkin davanın esas hükümden ayrı olarak incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesinde gösterilen gerekçeler yerinde görüldüğünden, katılan vekilinin temyiz talebinin reddine, HÜKMÜN ONANMASINA,
    II- Mahkumiyet kararına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde,
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine 5607 sayılı Kanun"un 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin sanığın mükerrir olup olmadığı gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının yerel mahkemece belirlenmesi ve sonucuna göre uygulama yapılması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca HÜKMÜN, sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 06/05/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.