Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/16563
Karar No: 2015/12611
Karar Tarihi: 18.06.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/16563 Esas 2015/12611 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2014/16563 E.  ,  2015/12611 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İş Mahkemesi
    Dava Türü : Alacak

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılardan .. vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı .. "nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekili, iş akdinin haksız ve bildirimsiz olarak sona erdirildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasında davalı tarafından yapılan feshin haklı nedenle dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
    6100 sayılı HMK"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usûlî hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır.
    Somut olayda, davacının iş akdi alt işveren tarafından 16.04.2013 tarihinde, davacının taşıyıcı kurye olarak görev yaptığı aktarma merkezinde ilgili birimlerden gelen ve içeriği kaçak sigara olan kargoların içeriğini bilerek aktarma merkezinden geçişini sağladığı gerekçesiyle 4857 sayılı Yasa"nın 25. maddesinin II-e maddesinde belirtilen işçinin işverenin güvenini kötüye kullanması gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması bendine istinaden feshedilmiştir. Davalı işveren davacının iş akdine haklı olarak son verdiğini savunmaktadır. Davacının bu konuda savunması alınmış, davacı savunmasında aktarma merkezinden kaçak sigara geçirilmesi ile ilgili hiçbir bilgisi olmadığını beyan etmiştir. Davalı ise delil olarak aktarma merkezinden kaçak sigara geçirilmesi olayına karışan işçilerden .."nun dilekçesine ve bu işçinin aktarma merkezinden kaçak sigara geçirildiğini itiraf ettiğini belirten .."nun dilekçesine dayanmıştır. Bu kişiler dilekçelerinde, davacının da aktarma merkezinden kaçak sigara geçirilmesi olayına karıştığını belirtmişlerdir. Bu dilekçelerin içeriğinin doğruluğunu araştırmak hakimin görevidir. Bu nedenle hakim, isimleri geçen kişileri dinlemek ve durumu açıklığa kavuşturmakla yükümlüdür.
    Mahkemece bu kişiler tanık olarak resen dinlenilmeli, davalı tarafından yapılan feshin süre ve esas bakımından haklı fesih niteliği taşıyıp taşımadığı belirlenmeli, bundan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    3- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve genel tatiilerde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
    Yukarıda bahsedilen ilke genel tatil ücret alacağı bakımından da geçerlidir.
    Davacının, davacı tanıklarının beyanları doğrultusunda iki vardiya halinde 1. ve 3 hafta haftanın beş günü 04.00-16.30 saatleri arasında, 2. ve 4 hafta haftanın 7 günü 14.30-02.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek , haftanın beş günü 04.00-16.30 saatleri arasında 1.5 saatlik ara dinlenme ile günlük 11 saat, haftalık ise toplam 55 saat çalıştığı, yasal çalışma süresi olan 45 saati aşan 15 saat fazla çalışma olduğu, davacının ayın 1. ve 3. haftalarında 15"er saat fazla mesai yaptığı, haftanın 7 günü 14.30-02.00 saatleri arasında 1.5 saatlik ara dinlenme ile günlük 10 saat haftalık ise toplam 70 saat çalıştığı ve ayın 2. ve 4. haftalarında 25"er saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak, davacı tanıklarından Sezai Akça, 1. vardiyanın 04.00-16.30, 2. vardiyanın 14.30/01.00-2.00 arası olduğunu, davacı tanığı .. ise, 1. vardiyanın 04.30-16.00 arası, 2. vardiyanın 17.00/01.00-03.00 arası olduğunu beyan etmiştir.
    Yine, davacının dini bayramların ilk 2 günü hariç çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de; davacı tanıklarından .., davalı işyerinde 30 Ağustos ve 1 Mayısta çalışılmadığını beyan etmiştir.
    Mahkemece, davacı tanıklarının beyanları arasındaki çelişki giderilmeden fazla çalışma ve genel tatil ücret alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozma nedenidir.
    Ayrıca, fazla çalışma ve genel tatil ücret alacakları hesaplanırken davacının yıllık izinde olduğu sürelerin tespit edilerek dışlanmaması da doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı .."ne iadesine, 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi