22. Hukuk Dairesi 2012/14069 E. , 2013/3353 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı neden olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının işveren tarafından ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı işçinin verilen görevleri yapmaması, şirket kurallarına aykırı hareket etmesi, amirlerine saygısız davranması gerekçeleriyle haklı nedenle feshedildiğini, dava konusu alacaklara hak kazanılmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacı işçinin şirket kurallarına aykırı davranması sebebiyle, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin işverence haklı nedenle feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (h) alt bendinde, işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunda işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu hükme bağlanmıştır.
İş görme edimi işçi tarafından işverenin verdiği talimatlara uygun olarak yerine getirilmelidir. İşverenin talimatlarının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile getirilebilecek sınırlamalar ile işçinin eğitimi, yeteneği ve takati gibi hususlara aykırılık oluşturmamalıdır. 1475 sayılı Kanun"da işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmaması haklı fesih nedeni olarak sayılmış ve işçinin bu anlık durumu yeterli görülmüşken, 4857 sayılı Kanun ile işçinin “görevi yapmamakta ısrar etmesi” kuralı getirilmiştir. Bu noktada işverenin hatırlatmasının ardından sadece bir kez görevi yapmama yeterli sayılmamalıdır. İşçinin görevi yapmama eylemi hatırlatmanın ardından devamlılık arz etmelidir.
İşveren tarafından fesih öncesinde, işçinin yapmakla yükümlü olduğu görevleri hatırlatılmalıdır. Bu hatırlatmanın sözlü ya da yazılı biçimde yapılması mümkündür. Bu konuda ispat yükü de işverendedir.
İşçinin görev tanımının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça öngörülmüş olması işverenin hatırlatma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
İşçiye yapılacak hatırlatmada/uyarıda, işçiye yapması istenen görev açık biçimde bildirilmeli ve işin tamamlanmasına yetecek bir süre öngörülmelidir. Bildirimde, görevin hatırlatılması yeterlidir. Görevin gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda iş sözleşmesinin feshedileceği hususunun ayrıca bildirilmesi gerekmez. Ancak, işveren tarafından işçiye bu yönde bir bildirim yapılmış ise, işçinin yeni bir eylemi gerçekleşmedikçe, önceki eylemlerine dayanılarak iş akdi feshedilemez.
4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (d) alt bendinde ise, işçinin işverenin başka işçisine sataşması halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, boru kaynakçısı göreviyle çalışan davacı işçinin davalıya ait iş yerinde, 05.08.2005-21.10.2006, 23.01.2007-16.02.2007, 23.09.2007-20.01.2008 tarihleri arasında olmak üzere, üç dönem halinde aralıklı çalışması olduğu uyuşmazlık dışıdır. Davalı işverence, işçiye tebliğ edilen yazılı fesih bildiriminde, yönetmelik maddesi gereğince iş sözleşmesinin feshedildiği bildirilmiş; davaya cevap dilekçesinde, haklı fesih nedenleri, verilen görevleri yapmaması, şirket kurallarına aykırı hareket etmesi, amirlerine saygısız davranması şeklinde açıklanmıştır. Davalı ... anlatımında ise, davacının ekipteki arkadaşları ve amirleri ile uyumsuzluğu bulunduğu, sürekli tartışma yaşandığı beyan edilmiştir. Davalı işverence, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği iddia edilmesine rağmen, haklı feshe konu işçinin söz ve davranışına ilişkin olaylar, yargılamada somut bir şekilde ortaya konulmamıştır. Davacı işçinin hangi görevini ne suretle yerine getirmediği, hangi davranışı veya sözüyle, hangi şirket kuralını ihlal ettiği belli olmayıp, soyut tanık anlatımı dışında delillendirilmemiştir. Dosya içeriğindeki, davacının, 15.11.2007 tarihli ihtar bildirimine karşı işverene sunduğu anlaşılan tarihsiz beyan dilekçesinde, işverenin diğer işçisi hakkında argo kelime kullanarak, kendisinin yerine, huzursuzluk yaşadığı işçinin ihtarı hak ettiğini beyan etmesi şeklindeki davranışı hakkında ise, işverence 4857 sayılı Kanun"un 26. maddesi uyarınca altı iş günlük süre içerisinde fesih yetkisi kullanılmamıştır. Netice itibariyle, işverence iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği kanıtlanmadığından, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.